Ucuna bak bezini al, anasına bak kızını al.
İngilizce: Look at the end, take your diaper, look at your mother, take your daughter.
İngilizce: Look at the end, take your diaper, look at your mother, take your daughter.
Uzun yılların gözlemi göstermiştir ki şubat sonunda ve martın onunda hava çok fırtınalı ve soğuk olur. İngilizce: Fear the end […]
“Şöhret afettir” atasözü, ünlü olmanın veya büyük bir şöhrete sahip olmanın beraberinde bazı tehlikeleri ve olumsuzlukları getirebileceğini anlatır. Buradaki “şöhret”, […]
“Şimşek çakmadan gök gürlemez” atasözü, bir olayın veya durumun gelişmeden önce bir belirtisinin veya işaretinin olduğunu anlatır. Buradaki “şimşek” ani […]
Değerli nesneye bir yönüyle benzeyen şey, onun yerini tutmaz. Örneğin nalça da maden para gibi şık şık diye ses çıkarır, […]
İngilizce: He sucks hay with the devil, takes the handle.
Kurnaz, düzenbaz kimse ile ortak olmayın. Karı kendisine mal eder; zararı size yükler. İngilizce: He takes the hay that plantes […]
“Şeytanla kabak ekenin, kabak başına patlar” atasözü, kötü ve zararlı kişilerle iş birliği yapanların, sonunda kötü sonuçlarla karşılaşacağını ifade eder. […]
İngilizce: If it works for the devil, he’ll talk about the Koran.
“Şeytanın dostluğu darağacına kadardır” atasözü, kötü bir şeyin veya kötü niyetli birinin dostluğunun sadece kısa süreli ve yanıltıcı olacağını anlatır. […]
Uykuda kendisini şeytan azdıran kişinin gusül yapması gerekir. Ama şeytan, işini bitirip kaybolduğundan gusül suyunu ısıtmak zahmeti o kişiye düşer. […]
Bir kişiye inananlar, onu olduğundan çok üstün görürler. Onda olağanüstü değerler bulunduğuna herkesi inandırmak isterler. İngilizce: The sheik doesn’t fly, […]
“Şeriatın kestiği parmak acımaz” atasözü, bir iş veya eylem doğru bir şekilde yapılmışsa, sonrasında acı veya pişmanlık yaşanmaz anlamına gelir. […]
Kötü gitmekte olan bir işin kötülüğüne boyun eğmemek, zaman kazanıp onu iyileştirmeye çalışmak gerekir. İyi olduğu belli olan işi de […]
İngilizce: The bewildered duck dives backwards.
Ne yaptığını bilmeyen kişi, işi tersinden yürütmeye kalkar. İngilizce: The confused duck leaves his head, dives out of his ass.
Misafiri ağırlamak ev sahibine düşer. Ama şaşkın misafir bunun tersini yapar. Başkasının görev ve yetkilerini üzerine alan böyle ahmaklar başka […]
Sonradan azan kişi, eskiden beri yolunu şaşırmış kimseden daha azgın olur. İngilizce: Spoiling vinegar from the wine is sharp.
İngilizce: The one with the hat tight, my head thinks it’s big.
“Şap ile şeker bir değil” atasözü, iki şeyin dışarıdan benzer görünse de, aslında içerik veya öz bakımından çok farklı olduğunu […]