Nush ile uslanmayanı etmeli tekdir; tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir.
Nush: nasihat, Tekdir: azarlama, Kötek: dayak. Yukarıdaki kelime anlamlarını bu söze uyarladığınızda daha anlamlı bir sonuç elde edebiliriz. Burada anlatılmak […]
Nush: nasihat, Tekdir: azarlama, Kötek: dayak. Yukarıdaki kelime anlamlarını bu söze uyarladığınızda daha anlamlı bir sonuç elde edebiliriz. Burada anlatılmak […]
İyi niyetle girişilen işin sonu hayırlı olur. Bir şeyin yapılması önceden iyi niyetle istenip düşünülmüşse, o şeyin sonu hayırlı olur. […]
Nisanda yağan yağmur, ürünleri bollaştırır; çiftçiyi zengin eder. İngilizce: April rain: golden car, silver wheel.
Nisan yağmuru ekinlerin sapını geliştirir. Mayıs yağmuru başakların dolgunlaşmasına yarar. İngilizce: April rains becomes stalk, may rains becomes a pile […]
Nisan yağmuru ekinlerin sapını geliştirir. Mayıs yağmuru başakların dolgunlaşmasına yarar. İngilizce: April rains becomes stalk, May rains becomes chechen.
Evlenmeleri söz konusu olanların anlaşabilip anlaşamayacaklarını pek düşünmeyiniz. Nikah onları sevgi bağıyla birbirlerine bağlayacaktır. Nikâh evlenenleri sevgi bağıyla bağlar. Daha […]
Bir mal kimi yerde daha ucuzdur, ama düşük niteliktedir. Kimi kişilerin gündeliği az, kimininki çoktur. Dikkat edilirse işleri de ona […]
Can dediğimiz yaşam simgesinin bedenimizde belli bir yeri yoktur. Ancak bedenimizin bir yeri ağrıyınca can orada kendini gösterir. İngilizce: Whereever […]
Durmadan çalışılan yerde verim artar, bolluk olur. Hareket olan yerde bolluk olur. Çünkü orada devamlı iş, çalışma ve üretim vardır. […]
Birlikte iş yapmak üzere toplanan kişiler çok olursa her kafadan bir ses çıkar, anlaşmazlıklar belirir, iş yapmak güçleşir. İngilizce: Where’s […]
Aralarında duygu ve düşünce birliği bulunan topluluklar, dirlik ve düzenlik içinde yaşarlar. Hangi yerde, toplumda duygu, düşünce ve inanç birliği […]
Parayı kullanma biçimi, onun niteliğini değiştirmez. Cömert de ölür; cimri de. İkisinin de sarıldığı kefen aynıdır. Cimri, ucuz diye her […]
Başarabileceğinize inanıyorsanız büyük işlere girişiniz. İngilizce: He’s the head of a trumpet that trusts his breath.
Başarabileceğinize inanıyorsanız büyük işlere girişiniz. İngilizce: If your breath allows, be the head of the trumpet player.