On beşindeki kız, ya erde gerek ya yerde.
Kız on beş yaşına ulaştı mı evlendirilmelidir. Evlendirilmezse anneyi, babayı güç durumda bırakacak çok üzücü olaylar çıkabilir. Böyle olacağına kızın […]
Kız on beş yaşına ulaştı mı evlendirilmelidir. Evlendirilmezse anneyi, babayı güç durumda bırakacak çok üzücü olaylar çıkabilir. Böyle olacağına kızın […]
İlişkilerinde ezilen değil ezen olmayı yeğle. İngilizce: If you do, don’t get ripped off, be a snitin.
Şu iş şöyle olsa, bu iş böyle olsa diye dilemekle istediğimiz sonuca varamayız. Elde etmek istediğimiz sonucu dilekle değil, çalışmakla […]
Şu iş şöyle olsa, bu iş böyle olsa diye dilemekle istediğimiz sonuca varamayız. Elde etmek istediğimiz sonucu dilekle değil, çalışmakla […]
İnsan başarılı sonuca boş söz ve hayalle değil, çalışarak ulaşır ancak. Bu sebeple “bu iş böyle, şu iş şöyle olsa, […]
Hiçbir şey için olmaz deme. Dünyada olmayacak şey yoktur. İngilizce: Don’t say no, no way.
Çocuğun gelişmişliği genel tutumundan, işin gelişmişliği vermekte olduğu üründen anlaşılır. İngilizce: The olgach is worse than capricorn.
Başa gelen musibetlerin fazlalığı vurgulanmaktadır. İngilizce: It’s going to happen, it’s going to be broken! The series will come to […]
Zengin giyinir, kuşanır, istediği gibi yaşar. Fakir ise yoksulluğun acısını çeker. Zengin, varlıklı kişi dilediği gibi yaşar; istediği gibi yer, […]
Ölüm gibi kaderde olan şeyler önlenemez. İnsanın kaderinde ne varsa o olur, bunu değiştirmek mümkün değildir. Dünyada olup biten her […]
İngilizce: Nine teachers are few who don’t like to read.
Nereye gitsen okka dört yüz dirhem. İngilizce: Okka, four hundred dirhams everywhere.
Önemli olan kızına iyi bir yuva kurmaktır. İngilizce: Look for a place for your daughter, not to call your son […]
Önem vermemde, öncelik değişebilir anlamında İngilizce: I don’t get sick, I get sick, I get sick!
Evladı ben doğurdum amma… İngilizce: I gave birth to my son, but I didn’t give birth to him.
Torun, oğlandan olursa oğul balı, kızdan olursa bahçe gülü diye sevilir. İngilizce: The boy’s is son’s honey, the girl’s is […]
Oğlan doğur, kız doğur… İngilizce: The boy eats, the girl eats; You take the sherch again.
İngilizce: The boy eats, goes to the game, the shepherd goes to the bay.
Birçok kimse, evlat olarak, deli de olsa oğlan, geçim için de katıksız da olsa ekmek ister. İngilizce: Whether it’s a […]
Erkek çocuklar, yaramazlıklarıyla, haylazlıklarıyla, ana-babayı üzerler. Kız çocuklar ise giyime, süse düşkün olduklarından ana-babalarından sürekli para çekerler. İngilizce: I gave […]