Atasozu.org

"atasözü ve anlamı" ile ilgili atasözü sonuçları

Oğluna kız arayacağına, kızına yer ara.

Önemli olan kızına iyi bir yuva kurmaktır. İngilizce: Look for a place for your daughter, not to call your son […]

Oğlumun hasta oluşuna yanmam, huyunun değiştiğine yanarım!

Önem vermemde, öncelik değişebilir anlamında İngilizce: I don’t get sick, I get sick, I get sick!

Oğlumu ben doğurdum amma gönlünü ben doğurmadım.

Evladı ben doğurdum amma… İngilizce: I gave birth to my son, but I didn’t give birth to him.

Oğlanınki oğul balı, kızınki bahçe gülü.

Torun, oğlandan olursa oğul balı, kızdan olursa bahçe gülü diye sevilir. İngilizce: The boy’s is son’s honey, the girl’s is […]

Oğlan yetir, kız yetir; yine şeleği sen götür.

Oğlan doğur, kız doğur… İngilizce: The boy eats, the girl eats; You take the sherch again.

Oğlan yer oyuna gider, çoban yer koyuna gider.

İngilizce: The boy eats, goes to the game, the shepherd goes to the bay.

Oğlan olsun deli olsun, ekmek olsun kuru olsun.

Birçok kimse, evlat olarak, deli de olsa oğlan, geçim için de katıksız da olsa ekmek ister. İngilizce: Whether it’s a […]

Oğlan doğurdum, oydu beni; kız doğurdum, soydu beni.

Erkek çocuklar, yaramazlıklarıyla, haylazlıklarıyla, ana-babayı üzerler. Kız çocuklar ise giyime, süse düşkün olduklarından ana-babalarından sürekli para çekerler. İngilizce: I gave […]

Oğlan doğuran övünsün, kız doğuran dövünsün.

Doğacak çocuğun oğlan olması istenir. Kız olması istenmez. Onun için oğlan doğuran ana sevinir; kız doğuran ana üzülür. İngilizce: The […]

Oğlan doğur, kız doğur; hamurunu sen yoğur.

Ana-baba özverilere katlanarak çocuk yetiştirirler. Ancak onların kendilerine pek yardımı olmaz. İngilizce: Give birth to a boy, a daughter; Knead […]

Oğlan dayıya, kız halaya çeker.

Oğlan çocuğun yüzü de, huyu da dayısına, kız çocuğununki ise halasına benzer. İngilizce: The boy draws to the uncle, the […]

Oğlan babasından öğrenir yazı yazmayı, kız anasından öğrenir sokak gezmeyi..

Erkek çocuk, erkeklerin yapması gereken şeyleri (örneğin konuk ağırlamayı) babasından, kız çocuk da kadınların yapması gereken şeyleri (örneğin dikişi, biçkiyi, […]

Oğlan atadan öğrenir sofra açmayı, kız anadan öğrenir biçki biçmeyi.

Erkek çocuk, erkeklerin yapması gereken şeyleri (örneğin konuk ağırlamayı) babasından, kız çocuk da kadınların yapması gereken şeyleri (örneğin dikişi, biçkiyi, […]

Oğlan anası kapı arkası, kız anası minder kabası.

Eve gelin geldikten sonra oğlanın anası kapı dışarı edilecek gibi görülür. Kızın anası ise baş köşeye oturtulur. İngilizce: Boy’s mother […]

Oduncunun gözü omçada.

Kişiler iş, meslek ve durumlarına göre kendilerine gerekli olan şeylerin peşine düşerler; onları elde etmeye çalışırlar. Herkes işine yarayan şeye […]

Odun çatar kül almaz, inek sağar yağ almaz.

İşini tertipli yapmayan kişi hakkında kullanılır. İngilizce: Wood doesn’t get ash, cows milk, don’t buy oil.

Ocaktır aşı pişiren, karıdır adamı şişiren.

İngilizce: It’s the cooker, the wife who cooks the vaccine, the wife inflates the man.

Ocağın yedisine, güvenme başkasına, ille de eşinin erkek kardeşine (güvenme!)

İngilizce: Don’t trust the seven of the stoves, don’t trust anyone else, not necessarily your wife’s brother (don’t trust!)

Oduncunun gözü omçada, dilencinin gözü çömçede.

Herkes işine yarayan şeye göz diker; onu elde etmenin yolunu arar. Kişiler iş, meslek ve durumlarına göre kendilerine gerekli olan […]

Zemheriden sonra ekilen darıdan, kocasından sonra kalkan karıdan hayır gelmez.

İngilizce: No good comes from the millet planted after zemheri, the wife who gets up after her husband.