Atasozu.org

"atasozu" ile ilgili atasözü sonuçları

Lokma karın doyurmaz, şefkat artırır.

Bir kimseye ziyafet çekmek, ya da armağan vermek, onun karnını doyurduğu, bir gereksemesini karşıladığı için değil, aradaki sevgiyi artırdığı için […]

Lokma çiğnenmeden yutulmaz.

Çiğnemeden yutulmaz. Her iş bir emekle yapılır. Emek, çaba ve diğer yardımcı güçleri sarf etmeden bir şey elde edilemez. Alın […]

Lodosun gözü yaşlı olur.

Lodos rüzgarı yağmur getirir. Güneyden veya güney batıdan esen rüzgâr, ardından çoğunlukla yağış getirir. İngilizce: Lodos will have tears in […]

Lisan gönlün tercümanıdır.

  İngilizce: Language is the interpreter of the heart.

Lezzetsiz çorbaya tuz kâr etmez.

İngilizce: Salt doesn’t profit from tasteless soup.

Leyleğin ömrü laklakla geçer.

Aylak, işsiz-güçsüz, bir iş yapmak istemeyen kişi zamanını boş ve anlamsız konuşmalarla geçirir. Çene çalmaktan başka bir işe yaramayan bu […]

Leyleğin günü laklaka ile geçer.

Aylak kişi bütün zamanını gevezelikle, çene çalmakla geçirir. Aylak, işsiz-güçsüz, bir iş yapmak istemeyen kişi zamanını boş ve anlamsız konuşmalarla […]

Leyleği kuştan mı sayarsın, yazın gelir, kışın gider.

Sürekli olarak bir iş üzerinde durmayan, maymun iştahlı olan kişiye kimse güvenmez. İngilizce: Do you count the stork from the […]

Lâzıma hazine yetmez, elverire para gitmez.

İngilizce: You don’t have to pay the treasure, the money doesn’t go away.

Latife latif gerek.

Şaka, kırıcı olmamalı; ince, hoşa gider olmalıdır. Şaka yaparken bile kaba, kırıcı olmamak, incelikten ayrılmamak gerektir. İngilizce: We need latife.

Lakırtı ile peynir gemisi yürümez.

Lafla peynir gemisi yürümez. Şöyle yaparım, böyle yaparım demekle yapılması gereken iş yapılamaz. İngilizce: A cheese ship doesn’t work with […]

Lakırdı lakırdıyı açar, lakırdı bilmeyen meclisten kaçar.

İngilizce: He opens the lagged, he escapes from the parliament who doesn’t know.

Lafla pilav pişerse deniz kadar yağı benden.

Söz söylemek, işleri başarmaya yetseydi en iri sözler söylenerek en büyük işler başarılırdı. İngilizce: If the rice is cooked, it’s […]

Lafla pilav pişerse dağ kadar yağı benden.

Söz söylemek, işleri başarmaya yetseydi en iri sözler söylenerek en büyük işler başarılırdı. İngilizce: If the rice is cooked, the […]

Lâfla peynir gemisi yürümez.

Yalnız konuşarak, yaparım ederim diyerek bir yere varılmaz ve hiçbir iş gerçekleştirilemez. Atıp tutmaktan ziyade harekete geçip uygulamak ve çalışmak […]

Lafın azı uzu, çobana verme kızı, ya koyun güttürür ya kuzu.

  İngilizce: The word is a little uzu, the shepherd-giving girl, or the sheep herds or the lamb.

Laf torbaya girmez.

Ağızdan çıkan bir söz, artık gizli kalamaz. Herkes onu duyar. Ağızdan söz bir kez çıktı mı artık onu gizlemek mümkün […]

Laf lafı açar.

Bir kimse ile konuşma uzatılırsa, sözden söze geçile geçile, başta konuşulması düşünülmeyen konulara değin girilir. Söz uzadıkça karşıdakine, sigara kutusunu […]

Laf ile karın doymaz.

İngilizce: You can’t get enough of words.

Işığını akşamdan önce yakan sabaha çırasında yağ bulamaz.

İnsanlar savurganlık yapmamalıdırlar. Parasını gereksiz yere harcayan, gerektiğinde para ve mal bulamaz. Zorluk içinde kalır. Savurganlık, kişiyi yoksulluğa düşürür. Gerekmediği […]