Atasozu.org

"atasözü ve anlamı" ile ilgili atasözü sonuçları

Paça ıslanmadan balık tutulmaz.

Hiçbir nimet zahmet çekilmeden, özveriye katlanılmadan elde edilemez. İngilizce: You can’t fish without getting wet.

Öz ağlamayınca göz yaşarmaz.

İngilizce: He doesn’t cry when he doesn’t cry.

Öz ağlamayınca göz ağlamaz.

İngilizce: The eye doesn’t cry when the self doesn’t cry.

Ötleğenin baylığı böğürtlenin vakti geçinceye kadardır.

Kişiyi üne kavuşturan koşullar bitince artık o kişinin sesi çıkmaz olur. İngilizce: The bay of the warbler is until the […]

Örtük pazar ara bozar.

Kişiler arasındaki alışverişte koşulların açıkça belirtilmemesi, ileride anlaşmazlık çıkmasına ve aralarının bozulmasına yol açar. İngilizce: The implicit market breaks the […]

Öpülecek el ısırılmaz.

Saygı gösterilmesi gereken kimse incitilmemelidir. Saygı, sevgi, bağlılık gösterilecek ve teşekkür edilecek kimse incitilmemeli; sert ve kaba davranışa muhatap kılınmamalıdır. […]

Önceki çarığı, sonraki sarığı.

İki karılı erkek birincisini hor görür, ikincisini el üstünde tutar. İngilizce: The previous bazaar, the next turban.

Önce iğneyi kendine batır, sonra çuvaldızı ele.

Önce küçük incitici bir işlemin bize yapacağı etkiyi düşünmeli, ondan sonra bunun daha ağırını başkasına uygulamanın doğru olup olmadığına karar […]

Önce düşün, sonra söyle.

İyice düşünmeden söylediğimiz sözlerden dolayı sonradan pişmanlık duyduğumuz, keşke söylemeseydim dediğimiz çok olur. Böyle bir duruma düşmemek için bir sözü […]

Önce can, sonra canan.

İnsanlar bencil yaratıklardır. Can da kıymetlidir. Kaybedilmesi göze alınamaz. Bu bakımdan büyük fedakârlık gerektirecek konularda önce kendilerini, sonra sevdiklerini ve […]

Ön tekerlek nereye giderse art tekerlek de oraya gider.

Arabanın ön tekerleği nereden… İngilizce: Wherever the front wheel goes, the left-back wheel goes there.

Ölüyü örtekorlar, deliğe dürtekorlar.

Bir kimse ölünce, artık yüzünü kimse görmek istemez. Hemen üstü örtülür ve geciktirilmeden götürülüp gömülür; sonra da unutulur. Geride kalanlar, […]

Ölüyü örtekomuşlar, deliğe dürtekomuşlar.

Bir kimse ölünce, artık yüzünü kimse görmek istemez. Hemen üstü örtülür ve geciktirilmeden götürülüp gömülür; sonra da unutulur. Geride kalanlar, […]

Ölüyü çok yursan sıçağan olur.

Düzensiz bir işi düzeltmek için gereğinden çok titizlik gösterirseniz işin daha kötü bir durum almasına yol açarsınız. İngilizce: If you […]

Ölüsü olan bir gün ağlar; delisi olan her gün ağlar.

Yakınlarından biri ölen kişi ilk günlerde çok üzülür; ancak zamanla bu üzüntü küllenir. Yakınlarından biri deli olan kişi ise sürekli […]

Ölürse yer beğensin, kalırsa el beğensin.

Ana, baba çocuklarının eğitimine çok önem vermeli, gerekirse onu dövmelidir. İlke şudur: Çocuk ölürse iyi anılmalı, yaşarsa beğenilir bir kişi […]

Ölümü gören hastalığa razı olur.

Küçük bir zarara uğramayı kabul etmezse çok büyük bir zarara uğrayacağını anlayan kimse, bu küçük zararı kabul eder. İngilizce: He […]

Ölümü gelen it, cami avlusuna işer.

Tutum ve davranışlarıyla herkesin nefretini kazanmış, büyük bir cezayı hak etmiş ve çaresiz kalmış kimse, şaşkınlığa düşer; sanki hak ettiği […]

Ölüme giden gelmiş, paraya giden gelmemiş.

Para getirmeye giden kişinin bu işten başarıyla gelmesi, ölünün diriltilmesinden daha güçtür. İngilizce: There’s no going to death, no money.

Ölüme çare bulunmaz.

Hayatta her durumun çaresi bulunabilir. Ama ölümü engellemek imkansızdır. Çaresiz gibi görünen her güç işin bir çıkar yolu bulunur. Çaresi […]