Tarlada izi olmayanın harmanında yüzü olmaz.
Tarlasını sürmeyen, çapalamayan, gübrelemeyen ondan ürün bekleyemez. Emeksiz, çabasız verim düşünülemez. Tarlasını gerektiği gibi sürmeyen, işleyip çapalamayan, gübresini zamanında vermeyen, […]
Tarlasını sürmeyen, çapalamayan, gübrelemeyen ondan ürün bekleyemez. Emeksiz, çabasız verim düşünülemez. Tarlasını gerektiği gibi sürmeyen, işleyip çapalamayan, gübresini zamanında vermeyen, […]
Tereciye tere satılmaz. Bir işin ustasına o işi nasıl yapacağı öğretilmez. İngilizce: Tarhuncuya tarragon is not sold.
Önemli işler düş kurmakla gerçekleşmiş olmaz. Sorun, bu düşün gerçekleştirilmesidir. İngilizce: It is easy to sew a ligament at the […]
Bugünkü işini yarına bırakma. İngilizce: The rest of the tana stays frozen.
Kirli işler yaparak çıkar sağlayan kişi, buna elverişli olan durum sona erince sersemleşir, hiçbir iş yapamaz olur. Doğru olmayan yollara […]
Sabah ola hayır ola. İngilizce: Let Tan come, and he’ll come together.
Elinde avucunda bir şey bulunmamakla birlikte küçük kazançları beğenmeyen kişi, büyük kazanç hayaliyle geçinir. İngilizce: He doesn’t die of pain […]
Elinde avucunda bir şey bulunmamakla birlikte küçük kazançları beğenmeyen kişi, büyük kazanç hayaliyle geçinir. İngilizce: Without Tamah, he would die […]
Onmadık hacıyı deve üstünde yılan sokar. İngilizce: The unfortunate pilgrim is stinging a snake on a camel.
Kişi, eğitimine önem verdiği, ya da beğendiği kimseyi hırpalarcasına çalıştırır. İngilizce: The plate smashes the skin it loves from the […]
En değersiz nesnenin ya da hiç beğenilmeyen kişinin de işe yaradığı konu vardır. İngilizce: Are you a plate or a […]
Kötü işlerle uğraşan kimse, kötü iş diye bir şey tanımaz. İngilizce: If you ask the plate, there’s no bad smell […]
Yardım ve iyilik için ölçü, sınır yoktur. Kişi, yapabildiği ölçüde çok yardım ve iyilikte bulunabilir. Yiğit, mert, iyiliksever, cömert olmanın […]
Bir işte kime yetki verilmişse baş odur söz ondan biter. Onun buyruğu geçer. Hz. Süleyman`ın peygamber ve hükümdar olduğunu belirten […]
Birçok kimse, bedava bulunca yenmeyecek şeyleri yer; işe yaramayan şeyleri alır. İngilizce: Make it a mufti and pitch.
Tüccar züğürtleyince, belki bir kimsede alacağım kalmıştır diye eski defterlerini gözden geçirir. Vaktiyle önemli işler yapmış olanlar, düşkünlüklerinde eski durumlarını […]
Tüccar züğürtleyince, belki bir kimsede alacağım kalmıştır diye eski defterlerini gözden geçirir. Vaktiyle önemli işler yapmış olanlar, düşkünlüklerinde eski durumlarını […]
Güzel yoluna baş koyanların ortaya çıkması için güzelin görünmesi gerekir. İngilizce: When the candle doesn’t light, the propeller doesn’t burn.
Güzel yoluna baş koyanların ortaya çıkması için güzelin görünmesi gerekir. İngilizce: When the candle doesn’t light, the propeller doesn’t spin.
Bir kimse, başkalarına bol bol yaptığı yardımı kendi yakınlarına yapmaz. Konumu ve yapısı gereği etrafına ışık saçan mum, kendi dibini […]