Atasozu.org

"atasözü ve anlamı" ile ilgili atasözü sonuçları

Paran gitti mi diye sormazlar, işin bitti mi diye sorarlar.

Yapmak istediğin işi yapabildinse bu uğurda harcadığın paralara acıma. Çünkü para, istediğin işi yapmak içindir. İngilizce: They don’t ask if […]

Paran çoksa kefil ol, işin yoksa şahit ol.

İşin yoksa şahit ol… İngilizce: If you have a lot of money, vouch for it, if you don’t have a […]

“Param seni vereyim de mi düşman olayım, vermeyeyim de mi düşman olayım? Vermeyeyim de düşman olayım. “

Kendisinden ödünç para istenen kişi, bu parayı vermese karşısındaki ona düşman olur. Verse, parası zamanında geri gelmeyeceği için yine bir […]

Para parayı çeker.

Elde para bulunursa onunla yeni paralar kazanılır. Elde para bulunursa onunla yeni paralar kazanılır. Bilinen o ki, pek çok işte […]

Para isteme benden, buz gibi soğurum senden.

Kişi, kendisinden para isteyen kimseden artık uzak durmak ister. İngilizce: Don’t ask me for money, I’ll get cold from you.

Para insana dil, elbise insana yol öğretir.

İngilizce: Money teaches you language, clothes, leads to people.

Para ile imanın kimde olduğu bilinmez.

Para, ortaya konulup herkese gösterilen şeylerden değildir. İman da kişinin içindedir. Bundan dolayı kimin ne kadar parası bulunduğunu, kimin ne […]

Para ile imanın kimde olduğu belli olmaz.

İman her şeyden önce içsel, yani kalbî bir olaydır. İnsanların imanlarını sözle dile getirmeleri mümkünse de, bunu çıkar için yapıyor […]

Para dediğin el kiri.

Para elde kalmaz; kullanılır, harcanır. İngilizce: Money is a hand dirt.

Papaz her gün pilav yemez.

Birkaç kez yaptığını gördüğünüz işi bir kişiye her zaman yaptırmak isterseniz onu usandırır, yeter artık! diyecek duruma getirirsiniz. İnsanın önüne […]

Palamut çok biterse kış erken olur.

Yüzyıllarca süren gözlemlerden sonra bu yargıya varılmıştır. İngilizce: If the acorn runs out too much, winter will be early.

Padişahın bile arkasından kılıç sallarlar.

Kendisinden çekinilen kimsenin yüzüne karşı kimse ağız açmaz da en güçlü kimsenin bile arkasından herkes düşmanlık gösterilerinde bulunur. İngilizce: They […]

Paça ıslanmadan balık tutulmaz.

Hiçbir nimet zahmet çekilmeden, özveriye katlanılmadan elde edilemez. İngilizce: You can’t fish without getting wet.

Öz ağlamayınca göz yaşarmaz.

İngilizce: He doesn’t cry when he doesn’t cry.

Öz ağlamayınca göz ağlamaz.

İngilizce: The eye doesn’t cry when the self doesn’t cry.

Ötleğenin baylığı böğürtlenin vakti geçinceye kadardır.

Kişiyi üne kavuşturan koşullar bitince artık o kişinin sesi çıkmaz olur. İngilizce: The bay of the warbler is until the […]

Örtük pazar ara bozar.

Kişiler arasındaki alışverişte koşulların açıkça belirtilmemesi, ileride anlaşmazlık çıkmasına ve aralarının bozulmasına yol açar. İngilizce: The implicit market breaks the […]

Öpülecek el ısırılmaz.

Saygı gösterilmesi gereken kimse incitilmemelidir. Saygı, sevgi, bağlılık gösterilecek ve teşekkür edilecek kimse incitilmemeli; sert ve kaba davranışa muhatap kılınmamalıdır. […]

Önceki çarığı, sonraki sarığı.

İki karılı erkek birincisini hor görür, ikincisini el üstünde tutar. İngilizce: The previous bazaar, the next turban.

Önce iğneyi kendine batır, sonra çuvaldızı ele.

Önce küçük incitici bir işlemin bize yapacağı etkiyi düşünmeli, ondan sonra bunun daha ağırını başkasına uygulamanın doğru olup olmadığına karar […]