Atasozu.org

"atasözü ve anlamı" ile ilgili atasözü sonuçları

Zahmetsiz rahmet olmaz.

Sıkıntı çekilmeden, uğraşılmadan, istenilen güzel sonuç elde edilemez. Sıkıntı çekmeden, güçlüklere göğsü germeden, yorulup emek vermeden, uğraşıp didişmeden, kimi masraflara […]

Zahirenin ambarı sabanın ucundadır.

Hangi iş olursa olsun, olumlu sonuç açısından mutlaka yeterli bir emeği, özenli bir çalışmayı gerekli kılar. Sözgelimi bir çiftçinin bol […]

Yabancı koyun kenara yatar.

Bir yere yeni gelen kimse, çevredekilere pek yanaşmaz. Zaten onlar da kendisini hemen aralarına almazlar. Bir yere, çevreye ya da […]

Vakit, nakittir.

Zaman para gibi değerlidir. İş yaratılmadan geçirilen her saat, bir daha ele geçmemek üzere yitirilen bir hazinedir. Para kazanmanın, daha […]

Üç elli, yaz belli.

Üç kez elli gün, kasım ayının 8’inde başlar, 150 gün sonra (yani nisan ayının 6. günü “artık yıllarda 5. günü”) […]

Ucuz alan pahalı alır, pahalı alan aldanmaz.

Ucuz alınan mal genellikle kötü, dayanıksız ve çürük maldır. Kolay yıpranır, eskir ve çabuk atılır. İster istemez yerine yenisinin alınması […]

Tabancanın dolusu bir kişiyi korkutur, boşu kırk kişiyi.

Kişi, gücünü kullanarak istediği şeyi elde edebilir. Ama bunu yapmayıp çevreyi eyleme geçme korkusu içinde bırakırsa daha çok şeyler ele […]

Şahin ile deve avlanmaz.

Küçük şeyleri elde etmek için yeterli olan araçla, büyük şeyler elde edilemez. İngilizce: Hawks and camels don’t hunt.

Sabah ola, hayır gele.

Sabah olsun, o vakte kadar işi belki düzelir. Çünkü gündüz geceden daha hayırlıdır. Akşamın hayrından sabahın şerri iyidir. İngilizce: Be […]

Rağbet güzel ile zenginedir.

Güzellerle zenginler her zaman el üstünde tutulurlar. İngilizce: The demand is beautiful and rich.

Padişah yasağı üç gün sürer.

Padişahlık zamanındaki yönetimin ne denli etkisiz olduğuna bir örnek: Bir yasak çıkarılırdı ama birkaç gün sonra uygulama gevşetilirdi; yasağa aldıran […]

Ödünç güle güle gider, ağlaya ağlaya gelir.

Ödünç para verildiği zaman iki tarafın yüzü güler. Ama sonra tarafların arası bozulmadan ödenmez. Ödünç eşyayı tertemiz veren, yıpranmış olarak […]

O hacı, bu hacı, kim olacak boyacı?

Sen ağa ben ağa… İngilizce: That pilgrim, this pilgrim, who will be the painter?

Ne doğrarsan aşına, o çıkar karşına.

Şimdi iyi çalışırsanız geleceğiniz iyi, kötü çalışırsanız geleceğiniz kötü olur. Kişi, çalışma miktarına ve biçimine göre karşılık görür. Çok ve […]

Mal adama hem dost, hem düşmandır.

Mal adama dosttur, çünkü ona rahat bir yaşayış sağlar. İyilikler yapma, hayır işlerine yardım etme olanağı verir. Düşmandır, çünkü kişinin […]

Laf lafı açar laf da kutuyu açar.

Bir kimse ile konuşma uzatılırsa, sözden söze geçile geçile, başta konuşulması düşünülmeyen konulara değin girilir. Söz uzadıkça karşıdakine, sigara kutusunu […]

Kabahat öldürende değil, ölendedir.

Kimi zaman kabahat ölendedir. Çünkü sözleriyle, davranışlarıyla karşısındakini adam öldürecek kadar sinirlendirmiş, kışkırtmıştır. İngilizce: The misdemeanor isn’t for the killer, […]

İbadet de gizli, kabahat de.

Yüce Allah`ın buyruklarını yerine getirmek her insana borçtur ve gösterişten uzaktır. Gerçek iman sahipleri ibadetlerini başkaları görsün diye yapmazlar. Eğer […]

Irmak kenarına çeşme yapılmaz.

Bir yerde ihtiyacı karşılayan bir şey varsa, onun yanına yine aynı ihtiyaca yönelik ve üstelik de daha küçük bir şeyi […]

Irak yerin haberini kervan getirir.

Erişemediğimiz şeyle aramızdaki ilişkiyi bir aracı sağlar. İngilizce: Iraq brings news of the place caravan.