Tavuğun sadakası bir yumurta.
Gücü büyük işler başarmaya yetmeyen ya da zengin olmayan kişilerden ancak küçük yardımlar beklenebilir. İngilizce: The chicken’s handout is an […]
Gücü büyük işler başarmaya yetmeyen ya da zengin olmayan kişilerden ancak küçük yardımlar beklenebilir. İngilizce: The chicken’s handout is an […]
Bir işi yapmaya azmeden ve ona dört elle sarılan kişi her halde başarıya ulaşır. İngilizce: Nothing gets rid of meram.
İngilizce: A spark for the rich, a pimple for the good.
Bir yerden başka bir yere taşınırken kimi eşya kırılır, dökülür, kaybolur. Öyle ki üç kez taşınma sonunda bu eşya, yangın […]
“Şap ile şeker bir değil” atasözü, iki şeyin dışarıdan benzer görünse de, aslında içerik veya öz bakımından çok farklı olduğunu […]
Yakınlarından biri ölen kişi ilk günlerde çok üzülür; ancak zamanla bu üzüntü küllenir. Yakınlarından biri deli olan kişi ise sürekli […]
İngilizce: Advice is usually given for free, even though it is as valuable as a treasure.
Yapamayacağı kadar ağır bir iş varken başka bir iş daha yüklenmek son derece sakıncalıdır. İnsan önce kendi işini yapıp düzlüğe […]
Yapamayacağı kadar ağır bir iş varken başka bir iş daha yüklenmek son derece sakıncalıdır. İnsan önce kendi işini yapıp düzlüğe […]
İnanışa göre cin tuttu denilen delirmiş kişiyi iyi etmek için bir muska yeter. Bunun gibi, çok kızmış birisini yatıştırmada akıllı […]
Gerçekleşmesi güç bir şey isteyen kimse, isteğini gerçekleştirecek çareyi bulmak zorundadır. İngilizce: Zemheride carries a cow in his pocket who […]
Kişi, gücünü kullanarak istediği şeyi elde edebilir. Ama bunu yapmayıp çevreyi eyleme geçme korkusu içinde bırakırsa daha çok şeyler ele […]
“Ne denli yakın dostun olursa olsun, ona her gün gidersen usanır. Ara sıra git ki saygı ile karşılasın. “ İngilizce: […]