Atasozu.org

"atasozu" ile ilgili atasözü sonuçları

Zora dağlar dayanmaz.

Zor kullanan kişilere, çok güçlü sanılan kimseler bile boyun eğer. Gücü, kuvveti elinde bulunduran ve zor kullanan kimseler pek çok […]

Zora dağlar dayanmaz âşığa yollar dayanmaz.

  İngilizce: The mountains don’t withstand zora, the roads don’t.

Zor oyunu bozar.

Bir kişi, kurala uygun olarak yürümekte olan işi, istediği yola çevirmek için zor kullanırsa, artık kural söz konusu olamaz. Güçlü […]

Zor kapıdan girerse, şeriat bacadan çıkar.

Zorbalığın hüküm sürdüğü yerde din, yasa buyrukları yürümez. Zorbaların, zalimlerin bulundukları yerde baskı, zulüm ve haksızlık hüküm sürer. Dolayısıyla böyle […]

Ziyan satılmaz

Olup bitmiş işin ardından konuşulmaz anlamında. İngilizce: No waste sourcing

Ziyan olan koyunun kuyruğu yağlı olur.

İngilizce: The sheep that is wasted have oily tails.

Zırva tevil götürmez.

Saçma söz -ne denli akla yatacak bir anlamla yorumlanmak istenirse istensin- niteliğini değiştirmez. Saçma sapan, boş, anlamsız olan bir düşünceyi […]

Zeytin dededen, incir babadan kalmalı.

Bağ babadan, zeytin dededen kalmalı. İngilizce: Olives must be from grandpa, figs from father.

Zeyrek kuş iki ayağından tutulur.

Ayyar tilki art ayağından tutulur. İngilizce: The zeyrek bird is held on both feet.

Zerdaliden kaval olmaz, al zurnadan haberi.

Bir işin iyi yapılabilmesi, gereken koşulların gerçekleşmesine bağlıdır. İşe yaramayan araçlarla beğenilecek bir sonuç elde edilemez. İngilizce: Zerdali doesn’t make […]

Zenginlikle sıcaktan zarar gelmez.

İngilizce: Wealth and heat don’t hurt.

Zenginin tavuğu çift sarılı yumurtlar.

Zenginin horozu bile yumurtlar. İngilizce: The rich man’s chicken lays double-wrapped eggs.

Zenginin tavuğu iki sarılı yumurtlar.

Zenginin horozu bile yumurtlar. İngilizce: The rich man’s chicken lays two wrapped eggs.

Zenginin malı, züğürdün çenesini yorar.

Züğürtler, zenginlerin malları üzerine konuşur, dururlar. Bu konuşma, onların çenesini yormaktan başka bir işe yaramaz. Yoksul, züğürt kimseler çoklukla birinin […]

Zenginin malı, fakirin ağzını yorar.

Züğürtler, zenginlerin malları üzerine konuşur, dururlar. Bu konuşma, onların çenesini yormaktan başka bir işe yaramaz. Yoksul, züğürt kimseler çoklukla birinin […]

Zenginin kağnısı dağdan aşar, fakirin eşeği düz yolda şaşar.

İngilizce: The rich man’s khan crosses the mountain, and the donkey of the poor is stunned on the straight road.

Zenginin iki dünyası da mamurdur.

Varlıklı kişi, bu dünyada gönlünce yaşar. İbadet sayılan, yoksullara, hayır işlerine yardımlarıyla da öbür dünya rahatını sağlar. İngilizce: Both worlds […]

Zenginin horozu bile yumurtlar.

Paralı kişi, kısır sanılan işlerden bile kâr sağlama yolunu bulur. İngilizce: Even the rich man’s rooster lays eggs.

Zenginin gönlü olasıya, fakirin canı çıkar.

  İngilizce: The heart of the rich is possible, the poor will die.

Zenginin basması ipekli görünür.

Zengin ne giyse, ne yese, ne yapsa en pahalısını yeğlemiş sanılır. İngilizce: The rich’s printing looks silky.