Çiftçinin ambarı sabanın ucundadır.
Çiftçi, geçimini toprağı ekerek sağlamaya çalışan kimsedir. Bu bakımdan toprağı zamanında ve iyi sürmeli, tohumunu zamanında ekmelidir. Eğer bu işlerini […]
Çiftçi, geçimini toprağı ekerek sağlamaya çalışan kimsedir. Bu bakımdan toprağı zamanında ve iyi sürmeli, tohumunu zamanında ekmelidir. Eğer bu işlerini […]
İngilizce: Farming is like a donkey’s tail, it’s neither long nor shorter.
En sağlam iş, çiftçilik ve koyun yetiştiriciliğidir. Başka sanat ve mesleklerin önemi yoktur. En zor çiftçilik, tarla sürülerek ve koyun […]
Çiftçilik insanı toprağa bağlar. Bağcılık da iş başından uzaklaşmamayı, orada kalmayı gerektirir. Tımarını iyi yaparsan bağın güzel olur. Bağla uğraşmak […]
İngilizce: If I were a apprentice, the moon would rise from the evening.
İngilizce: It doesn’t give light to the bottom.
İngilizce: The bottom of the apprentice becomes dark.
Kimi kişiler vardır ki, nerede olurlarsa olsunlar onlar bazı özelliklerini koruyarak kendilerini belli ederler. Bir yol bulup toplum içinde yitip […]
Ölümcül hastanın canı çıkıncaya değin iyileşeceğinden umut kesilmez. Elden gitti sandığımız bir şeyle ilgimiz büsbütün kesilmemişse, gereken çabaları harcayarak onun […]
İnsanların ölüm ve dirimi Yüce Allah`ın takdirine bağlıdır. Bu bakımdan eceli gelmeyen kimsenin, ölümcül hâlde de olsan canı çıkmadığı sürece […]
İnsanların ölüm ve dirimi Yüce Allah`ın takdirine bağlıdır. Bu bakımdan eceli gelmeyen kimsenin, ölümcül hâlde de olsan canı çıkmadığı sürece […]
Bir şeyi yitirmek kaderde varsa buna engel olunamaz. İngilizce: The blood that comes out doesn’t stop in the vein.
Her şeyden önce maddiyat gelir. Ne olursa olsun sonunda işi neticelendiren paradır. İngilizce: The exiting naltent is the one who […]
Bir kimse ne ile uğraşıyorsa, çocuğu o şeyi çok sever. Ticaret adamları, sattıkları eşyadan evdekileri yoksun bırakırlar. Çoluk çocuk bu […]
Alım satımla para kazanan kişi, iyi müşteri bulursa -yalnız satmakta olduğu malı değil başına giydiği şapkayı bile satar. Satıcı elinde […]
Zevk ve safa içinde ömür sürmüş olan kimse en sıkıntılı günlerinde bile eğlenceden geri kalmaz. İngilizce: The bell’s dead gets […]
Zevk ve safa içinde ömür sürmüş olan kimse en sıkıntılı günlerinde bile eğlenceden geri kalmaz. İngilizce: The bell dead gets […]
Zevk ve safa içinde ömür sürmüş olan kimse en sıkıntılı günlerinde bile eğlenceden geri kalmaz. İngilizce: The dead of the […]
Karşılıklı düşünceler tartışılmadan sağlam bir anlaşma ve uzlaşmaya varılamaz. İngilizce: It’s not reinforced by contention.
İngilizce: You don’t change horses when you pass tea.