Utanma pazar, dostluğu bozar.
Tanıdıklar arasındaki alışverişte, fiyatın ve ödeme koşullarının belirtilmesine utanılırsa sonunda dostluk bozulur. İngilizce: Shame, the market, breaks friendship.
Tanıdıklar arasındaki alışverişte, fiyatın ve ödeme koşullarının belirtilmesine utanılırsa sonunda dostluk bozulur. İngilizce: Shame, the market, breaks friendship.
Üşenenin oğlu kızı olmamış. İngilizce: Shameless son, daughter.
Yakın tanıdıklar arasında yapılan alış verişte, taraflar birbirlerinden utanıp sıkılırlar ve gerçek niyetlerini ayıp olur düşüncesiyle söyleyip ortaya koyamazlar. Ancak […]
İngilizce: Procedural, bends the vein of the earth
Alet işler, el övünür! atasözü ile eş anlamlı. İngilizce: It’s the material that makes the master talk!
Birçok kimsenin uğraşıp yapamadığı bir işi, uzman, küçük bir dokunuşuyla yapıverir. Onun için uzmanın en küçük emeği (bir çekiç vuruşu) […]
İngilizce: It gilds the urba, gquets the belly
Bir iş yapılırken ölçüyü aşan harcama, o işle ilgisi olmayan bir yakınımıza yarar sağlamışsa üzüntü yaratmaz. İngilizce: There’s no harm […]
Problemli bir hayat içerisinde, zorluklar yaşayan kişi, bir gün zengin olacağını, zorlu hayattan kurtulacağını umut ederek kendini temenni eder. Bu […]
Yoksul kişi, yakında bolluğa, rahata kavuşma umudu içinde yaşar. İngilizce: Hope is the bread of the wicked.
Elinden bir iş gelmez sandığımız kişi, kendisinden umulmayan önemli işler yapabilir. Küçük ve önemsiz görülen kişi ya da nesneler, çoğu […]
Büyüklere karşı her zaman saygılı ol. Onlar yüksek bir görevde bulunmasalar, dahası birçoklarınca çiğnenseler bile, sen saygını azaltma. Erdemli, büyük […]
Büyük sözü dinlemeyen kimse, türlü türlü sıkıntılara düşer; sızlanır durur. Büyüklerin, erdemli kişilerin uzun tecrübelere dayanan sözlerine ve uyarılarına kulak […]
Bir malın ucuz olması birtakım nedenlere dayanır: Ya modası geçmiştir, ya çürüktür, ya kaba ve kullanışsızdır, ya da bol bulunan […]
Ucuza alınan, mal edilen şeylerde nitelik bulunmaz; ya çürük, ya kötü, ya da hilelidir. Bu sebeple, bu tür mallardan istenildiği […]
Ucuz mal kötüdür. İstenildiği gibi yararlanmaya elverişli değildir. İngilizce: Cheap meat is unpleasant.
Ucuz mal kötüdür. İstenildiği gibi yararlanmaya elverişli değildir. İngilizce: Cheap meat stew is unpleasant.
Ucuz mal kötüdür. İstenildiği gibi yararlanmaya elverişli değildir. İngilizce: Cheap meat stew is insipid.
Ucuz mal, kötü maldır. Çabucak kullanılamaz duruma gelir; yenisini almak gerekir. Bundan dolayı daha pahalıya mal olur. İngilizce: Cheap buying, […]
Ucuz alınan mal genellikle kötü, dayanıksız ve çürük maldır. Kolay yıpranır, eskir ve çabuk atılır. İster istemez yerine yenisinin alınması […]