Misafir on kısmetle gelir; birini yer, dokuzunu evde bırakır.
Türkler inanırlar ki konuk, ev sahibine fazla bir gider yüklemez. Tanrı, konuğun yediğinden kat kat fazlasını, konuk ağırlıyor diye, ev […]
Türkler inanırlar ki konuk, ev sahibine fazla bir gider yüklemez. Tanrı, konuğun yediğinden kat kat fazlasını, konuk ağırlıyor diye, ev […]
Türkler inanırlar ki konuk, ev sahibine fazla bir gider yüklemez. Tanrı, konuğun yediğinden kat kat fazlasını, konuk ağırlıyor diye, ev […]
Kişi, çevresindekilerle geçinebilmek için bir dereceye kadar onlara uymak zorundadır. Zaman sana uymazsa sen zamana uy. İngilizce: If you’re blind, […]
Kişi, görünüşüne göre değil, yaradılış özelliğine ve yeteneğine göre iş yapar. İngilizce: The falcon is small, eats meat; Camel is […]
Ana, baba çocuklarının eğitimine çok önem vermeli, gerekirse onu dövmelidir. İlke şudur: Çocuk ölürse iyi anılmalı, yaşarsa beğenilir bir kişi […]
Eylemiyle bir düzene zarar veren kişi ağır biçimde cezalandırılır. İngilizce: The cupmaker gets countless beatings that scare his mule.
Önemli olan kızına iyi bir yuva kurmaktır. İngilizce: Look for a place for your daughter, not to call your son […]
İngilizce: The boy eats, goes to the game, the shepherd goes to the bay.
Bir babanın yaptığı kötü iş, sürekli tekrarladığı uygunsuz hareketler her nedense aileye yüklenmeye çalışılır. Toplum içinde de bunun sıkıntısını en […]
Bir babanın yaptığı kötü iş, sürekli tekrarladığı uygunsuz hareketler her nedense aileye yüklenmeye çalışılır. Toplum içinde de bunun sıkıntısını en […]