Atasozu.org

"atasozu" ile ilgili atasözü sonuçları

Fırsat eldeyken sürün devranı.

İngilizce: The tipping over when the opportunity is at hand.

Felek kimine kavun yedirir, kimine kelek.

Aynı toplumda şanslı ve şanssız kişilerin bir arada bulunmaları doğaldı. Bu dünyada kimi kişiler mutlu bir yaşantı içindedirler. Kimi kişiler […]

Fazla naz aşık usandırır.

Kişinin kaprislerine yakınları bir süre katlanabilirler. Ama bu naz devam edecek olursa etrafındakilere de sıkıntı verir İngilizce: Too much love […]

Fazla mal göz çıkarmaz

O an için ihtiyaç duyulmayan mal, ne kadar ve ne türden olursa olsun elden çıkarılmamalıdır. Hiç umulmadık bir günde ona […]

Fazla aş, ya karın ağrıtır ya baş.

Çok yemek kişinin sağlığını olumsuz yönde etkiler. Bu yüzden kararında yemek gerekir İngilizce: Too much, either your stomach hurts or […]

Faydasız baş mezara yaraşır.

Mademki yaşıyor, o hâlde bir işe yaramalıdır insan. Ne kendisine, ne de etrafına bir yararı, bir kârı dokunmayan ve ona […]

Farz sünneti bastırır.

Çok önemli olan bir işin, daha az önemli olandan önce yapılması gerekir. İngilizce: Suppose it suppresses circumcision.

Fare, çıktığı deliği bilir.

Toplumun onaylamadığı işleri yapanlar, sıkıştıkları zaman nasıl hareket edeceklerini önceden hesaplarlar İngilizce: The mouse knows the hole it’s coming out […]

Fare deliğe sığmamış, bir de kuyruğuna kabak bağlamış.

Yapamayacağı kadar ağır bir iş varken başka bir iş daha yüklenmek son derece sakıncalıdır. İnsan önce kendi işini yapıp düzlüğe […]

Fare deliğe sığmamış, bir de kıçına kabak bağlamış.

Yapamayacağı kadar ağır bir iş varken başka bir iş daha yüklenmek son derece sakıncalıdır. İnsan önce kendi işini yapıp düzlüğe […]

Fare dağa küsmüş dağın haberi olmamış.

İngilizce: The rat was on the mountain, and the mountain didn’t know.

Fala inanma, falsız da kalma.

Fala inanmak doğru değildir, aslı yoktur. Yine de insan güzel sözler duymaktan hoşlanır. Fal inanılacak şey değildir. Ancak kişi oyalanmak, […]

Fakirin ekmeği umuttur.

İngilizce: The bread of the poor is hope.

Fakir oynayacağı zaman davul patlar.

İngilizce: When he plays poor, the drum explodes.

Cumhura muhalefet kuvve-i hatadandır.

Halkın tuttuğu bir davaya karşı çıkılmaz. İngilizce: Cumhura is the opposition incubator and the intour.

Cömertle nekesin harcı birdir.

Parayı kullanma biçimi, onun niteliğini değiştirmez Cömert de ölür; cimri de. İkisinin de sarıldığı kefen aynıdır. Cimri, ucuz diye her […]

Cömert derler, maldan ederler, yiğit derler candan ederler.

Eloğlu insanı cömert diye pohpohlar. Bundan hoşlanan kimse de cömertliğini göstermek için bol para harcar. Şuna buna armağanlar verir, ziyafetler […]

Cins kedi ölüsünü göstermez.

Şahsiyetli, soylu bir kimse, sıkıntılı ve kötü durumunu başkasına göstermez ve söylemez. Soylu kişi, kötü, acınacak durumunu kimseye göstermez ve […]

Cins horoz yumurtada öter.

Kimi soylu ve değerli kimse, daha bebekken, eğitim çağına gelmeden kendini kimi hareketleriyle belli eder; başarılı bir insan olup yararlı […]

Cins horoz yumurtada iken öter.

Kimi soylu ve değerli kimse, daha bebekken, eğitim çağına gelmeden kendini kimi hareketleriyle belli eder; başarılı bir insan olup yararlı […]