Zora dağlar dayanmaz âşığa yollar dayanmaz.
İngilizce: The mountains don’t withstand zora, the roads don’t.
İngilizce: The mountains don’t withstand zora, the roads don’t.
Bir kişi, kurala uygun olarak yürümekte olan işi, istediği yola çevirmek için zor kullanırsa, artık kural söz konusu olamaz. Güçlü […]
Zorbalığın hüküm sürdüğü yerde din, yasa buyrukları yürümez. Zorbaların, zalimlerin bulundukları yerde baskı, zulüm ve haksızlık hüküm sürer. Dolayısıyla böyle […]
Olup bitmiş işin ardından konuşulmaz anlamında. İngilizce: No waste sourcing
İngilizce: The sheep that is wasted have oily tails.
Saçma söz -ne denli akla yatacak bir anlamla yorumlanmak istenirse istensin- niteliğini değiştirmez. Saçma sapan, boş, anlamsız olan bir düşünceyi […]
Bağ babadan, zeytin dededen kalmalı. İngilizce: Olives must be from grandpa, figs from father.
Ayyar tilki art ayağından tutulur. İngilizce: The zeyrek bird is held on both feet.
Bir işin iyi yapılabilmesi, gereken koşulların gerçekleşmesine bağlıdır. İşe yaramayan araçlarla beğenilecek bir sonuç elde edilemez. İngilizce: Zerdali doesn’t make […]
İngilizce: Wealth and heat don’t hurt.
Zenginin horozu bile yumurtlar. İngilizce: The rich man’s chicken lays double-wrapped eggs.
Zenginin horozu bile yumurtlar. İngilizce: The rich man’s chicken lays two wrapped eggs.
Züğürtler, zenginlerin malları üzerine konuşur, dururlar. Bu konuşma, onların çenesini yormaktan başka bir işe yaramaz. Yoksul, züğürt kimseler çoklukla birinin […]
Züğürtler, zenginlerin malları üzerine konuşur, dururlar. Bu konuşma, onların çenesini yormaktan başka bir işe yaramaz. Yoksul, züğürt kimseler çoklukla birinin […]