Sayılı gün tez geçer.
Sayısı belli olan, bir işin yapılması için önemli ve az görülen belirli zaman süresi çok çabuk geçer. Kişi işine öyle […]
Sayısı belli olan, bir işin yapılması için önemli ve az görülen belirli zaman süresi çok çabuk geçer. Kişi işine öyle […]
Atı sık sık tımar etmek, yemle beslemek kadar önemlidir. İngilizce: Two grooms take place in a bait.
Aradan uzun zaman geçse bile bir kimsenin başkasına karşı beslediği kin sönmez. İngilizce: The day passes, no more hatred.
Toplum belli bir yönde ilerlerken sonuncu olanlar bu gidiş ters yön alırsa birinci olurlar. İngilizce: The return of immigration takes […]
Dünyada hiçbir şey sürekli olarak aynı durumda kalmaz. Özellikle insanlar yerlerini sık sık değiştirirler. İngilizce: It passes, no more.
Malın işe yaraması, sahibinin onu kullanabilmesi, yiyebilmesi ile olur. Kişi malını yiyemedikten sonra o mal neye yarar? İngilizce: The best […]
İngilizce: The front rumble comes and goes, God give the last lush
Aylak, işsiz-güçsüz, bir iş yapmak istemeyen kişi zamanını boş ve anlamsız konuşmalarla geçirir. Çene çalmaktan başka bir işe yaramayan bu […]
Aylak kişi bütün zamanını gevezelikle, çene çalmakla geçirir. Aylak, işsiz-güçsüz, bir iş yapmak istemeyen kişi zamanını boş ve anlamsız konuşmalarla […]
Fırsatı yakalamak, kimi kez çok kolaydır. Ancak, yakalayabilmek için zamanını kollamak gerektir. İngilizce: The opportunity goes under the beard.
İngilizce: It’s a painful donkey.
Her canlı gibi insan da beslenmek zorundadır. Bedeni için gerekli olan gıdaları ancak bu şekilde alır. İyi beslenmeyen, yeterli gıdaları […]