Atasozu.org

"atasozu" ile ilgili atasözü sonuçları

Meyveli ağacı taşlarlar.

Çoğu zaman, bilgili, becerikli kimselere sataşırlar. Öyle sıradan kimselerle pek uğraşan olmaz. Ama toplumda bir konum edinmiş, bilgili, becerikli ve […]

Meyil verme evliye, eve gider unutur.

Evlenmek isteyenlere öğüt vermeniz bir şey değiştirmez. Eve gittiğinde unutacaktır. İngilizce: Don’t give a tendency to the married, he goes […]

Meyhanecinin yüzünü bayram topu güldürür.

Ramazan’da herkes ibadete koyulur; günah olan içkiyi keser. Bunun için meyhaneci ancak bayram gelince bol müşteri bulur. Yasak yüzünden işi […]

Meyhaneciden şahit sormuşlar mezeciyi göstermiş.

Uygunsuz iş yapan kimse, haklı olduğunu göstermek için kendisine benzeyen birini tanık gösterir. İngilizce: They asked the tavern owner for […]

Meyhaneciden şahit sormuşlar bozacıyı göstermiş.

Uygunsuz iş yapan kimse, haklı olduğunu göstermek için kendisine benzeyen birini tanık gösterir. İngilizce: Witnesses from the tavern asked him […]

Meyhaneciden şahit istemişler mezeciyi göstermiş.

Uygunsuz iş yapan kimse, haklı olduğunu göstermek için kendisine benzeyen birini tanık gösterir. İngilizce: They asked the tavern for witnesses, […]

Meyhaneciden şahit istemişler bozacıyı göstermiş.

Uygunsuz iş yapan kimse, haklı olduğunu göstermek için kendisine benzeyen birini tanık gösterir. İngilizce: They asked the tavern owner for […]

Mescidin mumunu yiyen kedinin gözü kör olur.

Kendisini büyüten, yetiştiren, besleyen kimsenin, ya da bir kamu kurumunun malına hıyanet eden, el uzatan kişi onmaz, cezasını bulur. İngilizce: […]

Mescide gerek olan meyhaneye haramdır.

İnsanın kendisine ve benimsediği yere gerek olan şeyi yabancıya vermesi doğru değildir. Bir yer için gerekli olan şey, görevi onunki […]

Mermer iyi taştan, iyilik iki baştan.

İyilik iki baştan olur. İngilizce: Marble is good stone, goodness from two seductions.

Merhametten maraz hasıl olur.

Kimi kişiler, kendilerine acıyıp iyilik edenlerin başını derde sokarlar ya da bu iyiliği kötüye kullanırlar. Bir kimsenin karşılaştığı kötü durum […]

Merhametten maraz doğar.

Kimi kişiler, kendilerine acıyıp iyilik edenlerin başını derde sokarlar ya da bu iyiliği kötüye kullanırlar. Bir kimsenin karşılaştığı kötü durum […]

Merdiven basamak basamak çıkılır.

En yüksek yere, yavaş yavaş yükselerek çıkılır. İngilizce: The staircase goes up step by step.

Merdiven ayak ayak çıkılır.

En yüksek yere, yavaş yavaş yükselerek çıkılır. İngilizce: The staircase is tossed to the foot.

Meramın elinden ne kurtulur.

Bir işi yapmaya azmeden ve ona dört elle sarılan kişi her halde başarıya ulaşır. İngilizce: What gets rid of meram.

Meramın elinden bir şey kurtulmaz.

Bir işi yapmaya azmeden ve ona dört elle sarılan kişi her halde başarıya ulaşır. İngilizce: Nothing gets rid of meram.

Mazlumun ahı, indirir şahı.

Güçlü kimse zulmetmemelidir. Zulmeden her halde yıkıma uğrar. Zulüm gören kimsenin bedduası, padişahı tahtından indirir. İngilizce: The ah of the […]

Maymunu fırına atmışlar, yavrusunu ayağının altına almış.

Duygusuz insanlar, kendilerini kurtarmak için gerekiyorsa, çocuklarını tehlikeye atmaktan çekinmezler. İngilizce: They put the monkey in the oven, put the […]

Maymunu ateşe atmışlar, yavrusunu ayağının altına almış.

Duygusuz insanlar, kendilerini kurtarmak için gerekiyorsa, çocuklarını tehlikeye atmaktan çekinmezler. İngilizce: They threw the monkey into the fire, put her […]

Maymun yoğurdu yemiş, artığını ayının yüzüne sürmüş.

Kurnaz kimse, işlediği suçu başkasının, hele bön birinin üstüne yıkmasını bilir. İngilizce: The monkey ate the yogurt, rubbed the residue […]