Ver elindeki sapı, git dolan kapı kapı.
Elinde ne varsa şuna buna dağıtan kişi, bir süre sonra bunları başkalarından istemek zorunda kalır. İngilizce: Give me the handle […]
Elinde ne varsa şuna buna dağıtan kişi, bir süre sonra bunları başkalarından istemek zorunda kalır. İngilizce: Give me the handle […]
İngilizce: Until the antidote arrives from Venice, the snake will destroy the man in Egypt.
İngilizce: Until the tyrant arrives from Venice, the snake will destroy the man in Egypt.
Üzülecek bir durum ortaya çıkarsa ne yapılacağını şimdiden kararlaştırmaktan kimi kişiler ürkerler, kaçınırlar. Üzülecek durumu düşünmek istemezler. Oysa böyle şeyleri […]
Hünerli kişinin toplum içinde her zaman iyi bir yeri vardır. Hünersiz kişi de nereye gitse işe yaramadığına, niçin bir iş […]
İngilizce: If you have a skill, you’re everywhere.
İngilizce: If you have a wife, your head is comfortable, or your wife is hard to do.
Zengin olana, herkes kul kurban olur, hizmet eder. Yoksula, kimse yüz vermez. Dahası, bunların adı deliye çıkar. İngilizce: If you […]
Varlık, zenginlik, mal-mülk herkesi kendine çeker. Bunları kim elinde tutuyorsa, insanlar onun etrafında pervane olur, herkes ona yaklaşır, hizmet eder, […]
Güvenme varlığa, düşersin darlığa. İngilizce: The entity cannot be trusted.
Siz başkasına ne kadar yakınlık gösterir, ne kadar değer verirseniz, o da size bu ölçüde yakınlık gösterir, değer verir. İngilizce: […]
Kendisinden bir şey istenen kimse, elinde ne varsa onu verir. Bunun, az olmasından ya da düşük nitelikte bulunmasından utanç duymamalıdır. […]
Kişi, çevresindekilerle geçinebilmek için bir dereceye kadar onlara uymak zorundadır. Zaman sana uymazsa sen zamana uy. İngilizce: If you’re blind, […]
Varlıklı kişinin eşi, dostu çok olur. Züğürtleşenin yanına kimse uğramaz. İngilizce: There was my bond, my brothers would come; My […]