Ölüyü örtekomuşlar, deliğe dürtekomuşlar.
Bir kimse ölünce, artık yüzünü kimse görmek istemez. Hemen üstü örtülür ve geciktirilmeden götürülüp gömülür; sonra da unutulur. Geride kalanlar, […]
Bir kimse ölünce, artık yüzünü kimse görmek istemez. Hemen üstü örtülür ve geciktirilmeden götürülüp gömülür; sonra da unutulur. Geride kalanlar, […]
Düzensiz bir işi düzeltmek için gereğinden çok titizlik gösterirseniz işin daha kötü bir durum almasına yol açarsınız. İngilizce: If you […]
Yakınlarından biri ölen kişi ilk günlerde çok üzülür; ancak zamanla bu üzüntü küllenir. Yakınlarından biri deli olan kişi ise sürekli […]
Ana, baba çocuklarının eğitimine çok önem vermeli, gerekirse onu dövmelidir. İlke şudur: Çocuk ölürse iyi anılmalı, yaşarsa beğenilir bir kişi […]
Küçük bir zarara uğramayı kabul etmezse çok büyük bir zarara uğrayacağını anlayan kimse, bu küçük zararı kabul eder. İngilizce: He […]
Tutum ve davranışlarıyla herkesin nefretini kazanmış, büyük bir cezayı hak etmiş ve çaresiz kalmış kimse, şaşkınlığa düşer; sanki hak ettiği […]
Para getirmeye giden kişinin bu işten başarıyla gelmesi, ölünün diriltilmesinden daha güçtür. İngilizce: There’s no going to death, no money.
Hayatta her durumun çaresi bulunabilir. Ama ölümü engellemek imkansızdır. Çaresiz gibi görünen her güç işin bir çıkar yolu bulunur. Çaresi […]
Her şeyimi kaybetmeyi göze alarak bu işi yapıyorum. İngilizce: There are no villages beyond death.
Her şeyimi kaybetmeyi göze alarak bu işi yapıyorum. İngilizce: There are no villages beyond death.
Yüz kızartıcı bir yaşantı içinde bulunanların ayıbını ancak ölümleri temizler. İngilizce: Death is facial flux.
Yüz kızartıcı bir yaşantı içinde bulunanların ayıbını ancak ölümleri temizler. İngilizce: Death is a facial flux.
İnsan her işini geleceği düşünerek yapmalı özellikle mal varlığını hesaplı kullanmalıdır. İngilizce: There’s death, there’s life.
İnsan her işini geleceği düşünerek yapmalı özellikle mal varlığını hesaplı kullanmalıdır. İngilizce: There’s death, there’s life.