Tilkiye: tavuk kebabı yer misin? demişler; adamın güleceğini getiriyorsunuz demiş.
Bir kimseye çok özlediği halde elde edemediği bir şey ister misin diye sorulur mu? İngilizce: Fox: Do you eat chicken […]
Bir kimseye çok özlediği halde elde edemediği bir şey ister misin diye sorulur mu? İngilizce: Fox: Do you eat chicken […]
Kendisine gerekli olan şeyler kolay taşınır olan kimsenin bir yerden başka yere göçmesi işten değildir. İngilizce: They told the tailor […]
Yoruculuk, rahatlık görece durumlardır: İşin niteliğine ve kişinin bu işi yapma yeteneğine göre yargı değişir. Rahat görünen öyle işler vardır […]
Tembel, kapısının örtülmesini bile rüzgardan bekler. İngilizce: They told the lazy to cover your door, and he said the wind […]
Kişi kendisinin kazandığı malı elden çıkarmaya kıyamaz, ama miras kalan malı har vurup harman savurur. İngilizce: Where are you going […]
Miras, mirasçının hakkıdır. Ama alabilirse… İngilizce: The inheritance is halal, they said take it.
Miras, mirasçının hakkıdır. Ama alabilirse… İngilizce: The inheritance is halal, they said take it.
Mısır bol su ister; ama çapalanmazsa sudan gereği gibi yararlanamaz. İngilizce: They said it was raining in Egypt. Anchor unity? […]
En değerli eşyanızı satıp para hazırlarsanız, ramazan kuşkusuz bereketli ay olur. İngilizce: Ramadan is a fertile month, but they said […]
İngilizce: They said where you’re going for the money, where most of them are.