Atasozu.org

"atasozu" ile ilgili atasözü sonuçları

Gavura kızıp oruç yenmez.

Başkasının sizi ilgilendirmeyen tutumuna kızarak çok önemli olan ödevinizi yapmamanız doğru değildir. İngilizce: Gavura is not angry and fasting.

Garip kuşun yuvasını Allah yapar.

Kimsesiz, zavallı, yoksul ve güçsüz kişiye yüce Allah yardım eder. Hiç ummadıkları bir yerden kendilerine yardım eli uzanır ve darda […]

Garip kim, kör o.

Bir yere yeni gelen yabancı, orada satın alınacak şeylerin nerede bulunduğunu, kendi davranışlarında nelere uyması gerektiğini bilmeyen kör gibidir. İngilizce: […]

Garibin yardımcısı Allah’tır.

Garip kişilerin yardımına gönlündeki inancın büyüklüğü oranında ancak Allah yardım eder. İngilizce: God is the deputy of the poor.

Garibe bir selam bin altın değer.

Yabancı yerde tek başına kalan kişiye karşı gösterilecek küçük bir ilgi, bir hal hatır sorma, en büyük iyilik yerine geçer. […]

Gammaz olmasa tilki pazarda gezer.

Gizli-saklı, kanunsuz yollarla çıkar sağlamayı iş edinen kimseleri, söz getirip götüren kimselerin varlığı korkutur. Dolayısıyla bunlar yakayı ele vereceklerinden çekinerek, […]

Çürük tahta çivi tutmaz.

Gerçek niteliğini yitirmiş, aslı bozulmuş, eskimiş, işe yaramaz bir hâle gelmiş bulunan bir şeyi, ne kadar uğraşırsak uğraşalım faydalanabilecek bir […]

Çürük iple kuyuya inilmez.

İngilizce: You can’t go down the well with a rotten rope.

Çürük baklanın kör alıcısı olur.

Değersiz, işe yaramaz, kötü şeylerin de müşterisi olur. Onları kimileri anlamadığı, kalitesini bilmediği için alır; kimileri de kendileri bakımından bizim […]

Çul içinde aslan yatar.

Bir kimsenin değeri, kılık kıyafeti ile değil, kişiliğindeki cevherle ölçülür. İngilizce: The lion lies in the snipe.

Çuhayı fırçayla, kadifeyi elle.

Kimi kişilere sert, kimi kişilere yumuşak davranmak gerekir; durumlarına göre. İngilizce: With a brush, velvet by hand.

Çubuk kırılır, çıt der; kütük kırılır, küt der.

Küçük çapta iş yapanların uğrayacağı zarar küçük; büyük çapta iş yapanların uğrayacağı zarar büyük olur. Ancak zararın ağırlığı, iki durumda […]

Çubuk iken çıtlamayan, hezen iken kütlemez.

İngilizce: It does not mass when it is a sweeper, which does not crack when it is a rod.

Çöreğin büyüğü, unun çoğundan olur

İngilizce: The big doughnut is the most flour

Çöreğin büyüğü, hamurun çoğundan olur

İngilizce: The big doughnut is made of most of the dough.

Çömlekçi suyu saksıdan içer.

Kişi, ancak elindeki olanaklardan yararlanarak işini görebilir. İngilizce: The potter drinks the water from the pot.

Çömlek taşa dokunursa vay çömleğin haline.

İngilizce: If the pot touches the stone, wow, into the pot.

Çömlek demiş: Dibim altın, kaşık demiş: Girdim çıktım.

İngilizce: The pottery said: My bottom is gold, my spoon says: I came in and out.

Çömçe tutan elim olsun, ocaklıkta yerim olsun.

Herkes iş başında bulunarak söz sahibi olmak ister. İngilizce: I’ll have a hand holding a pot, a place for me […]

Çok okuyan bilmez, çok gezen bilir.

İnsanın bilgisi yaşıyla ölçülemez. Uzun bir ömür süren ama çevresinden hiç ayrılmayan kimselerin bilgileri de sınırlıdır. Oysa çok gezen, çok […]