Tuz ekmek hakkını bilmeyen kör olur.
Halk böyle inanır: İyiliğini gördüğü, ekmeğini yediği kimseye karşı saygısızlık ve hainlik eden kişiyi Tanrı cezalandırır. Birinin ekmek yedirip iyilik […]
Halk böyle inanır: İyiliğini gördüğü, ekmeğini yediği kimseye karşı saygısızlık ve hainlik eden kişiyi Tanrı cezalandırır. Birinin ekmek yedirip iyilik […]
Karnı tok olanlara yemek beğendirmek kolay değildir. Bunlar, ikram edilen en lezzetli yiyeceklere karşı bile isteksizdirler. İngilizce: It’s hard to […]
Karnı tok olanlara yemek beğendirmek kolay değildir. Bunlar, ikram edilen en lezzetli yiyeceklere karşı bile isteksizdirler. İngilizce: It’s hard to […]
Tehlikeyi daha önce kimse haber vermez de kötü sonuç meydana geldikten, iş işten geçtikten sonra herkes yanlış yapmışsın, şöyle bir […]
“İnsanlar her nedense her şey olup bittikten, işler bozulduktan, ortaya kötü bir sonuç çıktıktan sonra “niçin böyle yaptın, şöyle yapsaydın, […]
Yaşayışına karışan yeni şeyler, yeni dostlar kişiye hoş görünür. İngilizce: The fresh glass’s water will be cold.
Sonunu düşünmeden hoşlandığı şeyleri yapan kişi, bir süre sonra bunun sıkıntısını çeker. İngilizce: Eating sweets is a bitter burp.
Taş düştüğü yerde ağırdır (Taş yerinde ağırdır). Herkes, her şey kendi çevresinde önem taşır. Çünkü kişi bulunduğu yerde tanınmış, kendisine […]
Dağ dağ üstüne olur… İngilizce: Stone is on stone, the house is not on the house.
Elinde avucunda bir şey bulunmamakla birlikte küçük kazançları beğenmeyen kişi, büyük kazanç hayaliyle geçinir. İngilizce: Without Tamah, he would die […]
İyilik iki baştan olur. İngilizce: The conversation happens from two beginnings.
İki kişi arasında uzlaştırıcılık yapan kimse, anlaşmalarını kolay sağlasın diye, birinin zararına bol keseden öneride bulunur. İngilizce: The myocoma has […]
Konuk, ne denli gerçekleşebileceğini düşünmeden ev sahibinin kendisine çok şeyler ikram edeceğini umar. Ama bakar ki sofrada umdukları yok. İngilizce: […]
Kendisini büyüten, yetiştiren, besleyen kimsenin, ya da bir kamu kurumunun malına hıyanet eden, el uzatan kişi onmaz, cezasını bulur. İngilizce: […]
Kimi kişiler, kendilerine acıyıp iyilik edenlerin başını derde sokarlar ya da bu iyiliği kötüye kullanırlar. Bir kimsenin karşılaştığı kötü durum […]
Mart ayı oldukça soğuk bir aydır. Bu ayda yağmurun yağması ürün için iyi değildir. Nisan ise havaların ısınmaya başladığı bir […]
Malından çok ürün alan kişinin adı her yerde anılır. İngilizce: The one who owns it is called angin.
İngilizce: The sheep that is wasted have oily tails.
Veresiye alışveriş eden, iki kez sarsılır: Aldığı zaman, bir süre sonra para ödemenin, üzüntüsünü çeker. Ödeme zamanı gelince de karşılıksız […]
Değersiz kişinin ya da nesnenin verimi de daha değersiz olur. İngilizce: A three-penny donkey would have a penniless pen.