Suyu getiren de bir, testiyi kıran da.
Zamanımızda, görevini iyi yapanla kötüye kullanan arasında bir fark gözetilmemektedir. İngilizce: It’s the one that brings the water, and it’s […]
Zamanımızda, görevini iyi yapanla kötüye kullanan arasında bir fark gözetilmemektedir. İngilizce: It’s the one that brings the water, and it’s […]
İngilizce: Don’t tell your friend, he’ll tell your friend. One day, they’ll ash.
Açma sırrını dostuna… İngilizce: Don’t keep your secret, your friend has a friend, he tells his friend.
Açma sırrını dostuna… İngilizce: Don’t keep your secret, he tells his friend, he tells his friend.
İngilizce: If you love your son, he loves your son.
Kazanacağım malı benden sonra kime bırakacağım diye çalışmaktan vazgeçme. Düşmana kalacağını da bilsen kazanç yolunu bırakma. İngilizce: You win and […]
Sorumlulukları olmakla birlikte her eve bir kadın gerektir. Bir evde ara sıra kullanılacak şeyden -insanı rahatsız da etse- bir parça […]
Taş altında olmasın da… İngilizce: Thanks to the mountain behind him.
İvmekle koca bulunmaz. İven kız eşini iyi seçemeyeceği, rasgele bir kocaya varacağı için mutlu olmaz. İngilizce: The girl doesn’t get […]
Büyüklerden gelen şeyleri küçükler geri çeviremezler. İngilizce: What rained from the sky, and he did not accept the earth?
İngilizce: If the place you’re going is blind, close your eyes and look.
Yapılan işlerin başarıya ulaşması ve birtakım engellerin ortadan kaldırılması için fazla zaman harcanmasının ziyanı yoktur. Elde etmek istediğimiz sonuca geç […]
İyilik ödülsüz, kötülük de cezasız kalır; yahut her ikisi eşit tutulur da aralarında bir fark gözetilmezse adaletsiz davranılmış olur. Bu […]
Ayrılık zordur. Ancak bir tesellisi vardır: Uzakta, dağların ardında bulunan sevdiğimize günün birinde kavuşabiliriz. Tanrı ölüm ayrılığı vermesin. İngilizce: Not […]
Birçok kimse, bedava bulunca yenmeyecek şeyleri yer; işe yaramayan şeyleri alır. İngilizce: Make it a mufti and pitch.
Mart ayı oldukça soğuk bir aydır. Bu ayda yağmurun yağması ürün için iyi değildir. Nisan ise havaların ısınmaya başladığı bir […]
Varlıklı kişi, bu dünyada gönlünce yaşar. İbadet sayılan, yoksullara, hayır işlerine yardımlarıyla da öbür dünya rahatını sağlar. İngilizce: Both worlds […]
Fakirle evliliğin, ev idaresi açısından kadın yönünden olumlu yönü de olabileceğin vurgu yapılmaktadır. İngilizce: Instead of getting rich and turning […]
Fakirle evliliğin, ev idaresi açısından kadın yönünden olumlu yönü de olabileceğine vurgu yapılmaktadır. İngilizce: Instead of getting rich and turning […]
Bir çatışmada üstünlük sağlamak için olanca gücünü kullanmak, övülecek bir şeydir. Yenilme tehlikesi belirince, telefat vermemek için uzaklaşmak da beğenilecek […]