“Beyazın adı var, esmerin tadı var.” atasözü, toplumsal güzellik standartları ve çekicilik algılarına bir eleştiri getirir. Bu atasözü, genellikle beyaz tenin veya genel olarak ‘geleneksel’ olarak kabul edilen güzellik özelliklerinin, toplumda daha çok tanındığını ve kabul gördüğünü belirtir. Ancak aynı zamanda, ‘standart’ dışı özelliklerin – burada esmer ten örneği verilmiş – çekicilik ve cazibe açısından kendi değerlerine sahip olduğunu vurgular. Esasen, bu atasözü, çekicilik ve güzellik kavramlarının subjektif olduğunu ve çeşitlilik gösterdiğini hatırlatır.
Atasözü, birçok farklı kültürde ve dilde kullanılır ve farklı şekillerde ifade edilir. Örneğin:
İngilizce: “Beauty is more than skin deep.” (Güzellik derinin daha derinindedir.)
Fransızca: “La beauté est plus qu’une question de peau.” (Güzellik bir deri meselesi değildir.)
İspanyolca: “La belleza es más que superficial.” (Güzellik yüzeyden daha fazlasıdır.)
Almanca: “Schönheit geht tiefer als die Haut.” (Güzellik deriden daha derindir.)
İtalyanca: “La bellezza è più che pelle.” (Güzellik deriden daha fazlasıdır.)
Portekizce: “A beleza é mais do que pele profunda.” (Güzellik derin deriden daha fazlasıdır.)
Rusça: “Красота глубже кожи.” (Güzellik deriden daha derindir.)
Arapça: “الجمال أكثر من عمق الجلد.” (Güzellik derinin daha derinindedir.)
Japonca: “美は皮膚より深い。” (Güzellik deriden daha derindir.)
Çince: “美丽不仅仅是皮肤深度。” (Güzellik sadece derin deri değildir.)
Her dildeki ifade, güzellik algısının kişiye özgü olduğunu ve genellikle evrensel bir standardın olmadığını vurgular.
Yorumlar