Su aktığı yere yine akar.
Daha önce bize yararı dokunmuş olan güzel bir durum, bugün bulunmasa bile yarın yine ortaya çıkar. İngilizce: It flows again […]
Daha önce bize yararı dokunmuş olan güzel bir durum, bugün bulunmasa bile yarın yine ortaya çıkar. İngilizce: It flows again […]
Daha önce bize yararı dokunmuş olan güzel bir durum, bugün bulunmasa bile yarın yine ortaya çıkar. İngilizce: It flows where […]
İngilizce: When the water flows, it won’t settle down.
İnsan eline geçen fırsatları değerlendirmeli, karşısına çıkan imkânlardan yararlanmasını bilmeli, mümkün olduğunca mal-mülk edinmeli, geleceğini güvence altına almalıdır. Çünkü her […]
Kişi, fırsattan yararlanmalı; geliri bol olduğu zaman ilerisi için para biriktirmeye, mal mülk edinmeye bakmalıdır. İngilizce: Fill out the test […]
Kişi, fırsattan yararlanmalı; geliri bol olduğu zaman ilerisi için para biriktirmeye, mal mülk edinmeye bakmalıdır. İngilizce: Fills his cube as […]
İngilizce: The water flows and finds your bed.
Ağzına gelen her sözü söyleme. Bir sözün nereye varacağını iyi düşün, ondan sonra söyle. Söyleyeceği sözün ne anlam taşıdığını, ne […]
Sözünü tutana öğüt ver. Söylediklerin bir kulağından girip öbür kulağından çıkan kimseye nefes tüketme. İngilizce: Say the word to the […]
Senden beklenen bir işi yapabilip yapamayacağını iyi düşün. Kendine güvenemezsen söz verme. Ama söz verdinse ne yap yap sözünü yerine […]
Sözün insanlar üzerindeki etkisi çok büyüktür. Akıllıca söylenmiş sözler, karşıdakini inandırır, yumuşatır; işlerin olumlu yola girmesini sağlar. Ölçüsüz, sert sözler […]
İlişkilerimizde dikkatli ve ölçülü konuşmalıyız. Karşımızdakini sinirlendirip baş kaldırtan da, yatıştırıp yola getiren de çılgınca ya da akıllıca söylenen sözlerdir. […]
İngilizce: There is a promise that guides man, and there is a promise that will lead you astray.
Bir söz ara bozar, bir söz ara düzer. İngilizce: There’s a promise, it’s a break, there’s a promise.