İki karpuz bir koltuğa sığmaz.
Kimisi, önemi büyük birkaç işi bir arada yapmaya kalkışır. Bu ise çok zor ve sakıncalıdır. Çünkü gücü ve dikkati dağıtır. […]
Kimisi, önemi büyük birkaç işi bir arada yapmaya kalkışır. Bu ise çok zor ve sakıncalıdır. Çünkü gücü ve dikkati dağıtır. […]
Bir kişinin iki karısı olursa, işleri, her karı ötekinin yapmasını bekler. Kocaları da bakımsız kalır. Süt ninesi tutulan çocuk da, […]
İki kardeş arasında çıkan anlaşmazlık, geçicidir. Onu gerçek ve sürekli sanmak saflıktır. İngilizce: Two brothers fought, and ebleh believed it.
Birbirini seven ve evlenmek isteyenler için ev-bark söz konusu değildir. Onlara samanlık bile saray gibi gelir. İngilizce: When two hearts […]
Birbirini seven ve evlenmek isteyenler için ev-bark söz konusu değildir. Onlara samanlık bile saray gibi gelir. İngilizce: If two hearts […]
Birbirinin doğruluğuna güvenerek birlikte iş yapmakta olan iki kişiden biri, hile yapmadığına arkadaşını inandırmak için yemin ediyorsa güven bozulmuş demektir. […]
Yüce Allah, insanları geçimlerini sağlayabilecek bir güçle donatmıştır. Bu gücü kullanan insan, başkalarına muhtaç olmadan yaşayabilir. İnsan ancak kendi geçimini […]
Çok konuşmak doğru değildir. Çok konuşan, gereksiz, yanlış sözler söyler. Karşındaki iki, on, yüz söylerse sen bir söyle. Yerinde cevap […]
Haddinden fazla konuşmak, gereksiz ve yanlış sözlerin ağızdan çıkmasına yol açar. Ayrıca konuşan kişiyi de itici yapar. Bu bakımdan az […]
Birbirleriyle anlaşamayan, kavga eden iki kişinin arasını bulacak bir akıllı çıkar. Böyle biri çıkmazsa aynı işi mahkemeler görür. İngilizce: They […]
Evlenecek çiftten biri yoksul ise ötekinin az çok bir şeyleri bulunmalıdır ki için de barınabilecekleri bir ev açabilsinler ve orada […]
Çokluk olan yerde tartışma, farklı görüş ve anlaşmazlık muhakkak olur anlamındadır. İngilizce: Two bowls are thuttering in one place!
Kurnazlıkta eşit olan iki kimse bir iş üzerinde birlikte çalışamazlar; birbirlerini aldatmak, saf dışı bırakmak için uğraşırlar. Bunda ısrarlı olmaları, […]
Fikirleri, eğilimleri ve davranışları birbirinden farklı olan iki kişi belli bir konuda, bir iş üzerinde uyuşamazlar; görüş ayrılıkları yüzünden ortaya […]
Kendi başına buyruk, kimseden izin almaksızın dilediği gibi davranan iki kişi, aynı iş üzerinde görevlendirilip çalıştırılamaz. Her an aralarında anlaşmazlığın […]
Bir ülkede iki baş egemen olmaz. Böyle iki baş bulunursa geçinemezler, kavga ederler; biri ötekini ortadan kaldırır. İngilizce: Two lions […]
İngilizce: He’d die of two-mother milk, two-wife edifying lice.
İngilizce: The two goats he was moaning, the mountain stone.
Bir elin sesi var… İngilizce: What’s wrong with one hand, the sound of both hands.
İyilik iki baştan olur. İngilizce: The conversation is from the beginning.