Verme malını veresiye, akar gider karasuya.
Verirsen veresiye, batarsın karasuya. Veresiye bir şey verme. Çünkü alanların borçlarını ödememeleri yüzünden batabilirsin. İngilizce: The giving goods go to […]
Verirsen veresiye, batarsın karasuya. Veresiye bir şey verme. Çünkü alanların borçlarını ödememeleri yüzünden batabilirsin. İngilizce: The giving goods go to […]
Arabanın ön tekerleği nereden… İngilizce: Wherever the front wheel goes, the left-back wheel goes there.
İngilizce: As soon as the anger comes and goes.
Sürekli olarak bir iş üzerinde durmayan, maymun iştahlı olan kişiye kimse güvenmez. İngilizce: Do you count the stork from the […]
İngilizce: The boy eats, goes to the game, the shepherd goes to the bay.
Ödünç para verildiği zaman iki tarafın yüzü güler. Ama sonra tarafların arası bozulmadan ödenmez. Ödünç eşyayı tertemiz veren, yıpranmış olarak […]