Sahipsiz eve it buyruk.
Kimsenin ilgilenmediği, benimsemediği, sahip çıkmadığı işler üzerinde değersiz kişiler egemenlik kurarlar. İngilizce: It’s an unclaimed house.
Kimsenin ilgilenmediği, benimsemediği, sahip çıkmadığı işler üzerinde değersiz kişiler egemenlik kurarlar. İngilizce: It’s an unclaimed house.
Toplum içinde önemsenmeyen kişiler birbirlerine değer verir, saygı gösterirler. İngilizce: The deaf welcome each other.
İşitme duyusundan yoksun, işitmeyen kimse, yakınında konuşulanları duymaz. Ama konuşulanlara bakarak değerlendirmeler yapar, anladığını sanarak bir şeyler yakıştırıp karşılık verir. […]
Sağır, yanında konuşulan şeyleri işitmez ama konuşanların durumuna bakarak ve anladığını sanarak bir şeyler yakıştırıp söyler. Bir durumun içyüzünü bilmeyen […]
Herkesin işitip öğrendiği şey, dikkatsiz kimse için bir daha söylenmez. İngilizce: There’s no time for the deaf twice.
Çıkar sağlamaya yardım eden kimseye ya da şeye zarar gelmemesine dikkat edilmelidir. İngilizce: The calf of the milking cow is […]
Taş altında olmasın da… İngilizce: Thanks to the mountain behind him.
Yardım yapmak bir insanlık görevi, dinî bir emirdir. Ancak bunu yapmanın da bir yolu yordamı vardır. Yoksula yardım ederken insanın […]
Sağlam insan durup dururken yatmak istemez. Yatmak istiyorsa herhalde hastadır. Sağlığı yerinde olan bir insanın durup dururken yattığı pek görülmez. […]
Sağlam insan durup dururken yatmak istemez. Yatmak istiyorsa herhalde hastadır. Sağlığı yerinde olan bir insanın durup dururken yattığı pek görülmez. […]
Keyifli keyifli harcadığımız para, çok sıkıntı çekilerek kazanılmıştır. İngilizce: It is won by the defeated by Safa.
Candan dost akrabadan daha hayırlı olur. Dostluğu, bağlılığı gerçek ve içten olan dost, akrabadan daha iyi ve hayırlıdır. İngilizce: Loyal […]
Hakkıyla yararlanılacak bir şeyin ortaya konabilmesi için birtakım öğelerin birleşmesi gerektir. Kişi kendi emeğiyle kazanç sağlayıp bunu baba malına katmıyorsa […]
Hakkıyla yararlanılacak bir şeyin ortaya konabilmesi için birtakım öğelerin birleşmesi gerektir. Kişi kendi emeğiyle kazanç sağlayıp bunu baba malına katmıyorsa […]
Sonucu çok geçmeden belli olacak bir durumun nasıl biteceğini merak edenler azıcık sabırlı olmalıdırlar. Acele etme, herhangi bir yargıya varma; […]
Halk arasında şöyle bir kanı vardır: İnsan keyifli olursa saçı, dertli olursa tırnağı uzar. İngilizce: Hair deprivation, nail deprivation.
Karşılaştığı güçlükleri sabırla yenmeye çalışan kimse, sonunda başarıya ulaşır. Olan veya olacak tüm zorluklara göğüs geren, telâş ve öfkeye kapılmadan […]
Bir işi yaparken ivmez, sabrederseniz hayırlı sonuçlara varırsınız. Bir iş yapmaya giriştiğinde karşına çıkan zorluklar sebebiyle kızıp öfkeye kapılmaz, acele […]
Birçok işlerin gerçekleşmesi için sabırlı olmak, uzun zaman beklemek gerekir. Sabırlı olan kişi ereğine ulaşır. Hiç kimse amacına öyle birdenbire […]
Sabretmesini bilen kişi olmayacak gibi görünen işlerde bile başarı kazanır. Sabredilirse ekşi koruk, tatlı üzüm olur. Üzüm suyundan pekmez yapılır, […]