Sarımsağı gelin etmişler, kırk gün kokusu çıkmamış.
Bir topluluğun arasına yeni girmiş olan kötü kimsenin foyası ilk günlerde meydana çıkmaz. İnsanlar kötü yanlarını kolay kolay belli etmezler. […]
Bir topluluğun arasına yeni girmiş olan kötü kimsenin foyası ilk günlerde meydana çıkmaz. İnsanlar kötü yanlarını kolay kolay belli etmezler. […]
Yürüttüğünüz işi amaçlanan sonuca ulaştıramasanız bile ulaşabildiğiniz evre de olumlu bir aşamadır. İngilizce: You wrap the garlic, wrap it, put […]
Para yenmez, içilmez. Oysa besin olmasa yaşanmaz. Bu nedenle insan için de, hayvan için de besin paradan daha değerlidir. Hele […]
Sarhoş, deliden daha delice davranışlarda bulunur. İngilizce: He’s even crazy about drunk.
Değme sarhoşa… İngilizce: Don’t touch the drunk, let him fall apart.
İşine hor bakan… İngilizce: He wears a bag in his throat, despising his art.
Her sanatın birtakım incelikleri vardır. Kişi ne kadar çalışırsa çalışsın, bunu kendi kendine bulamaz. Her halde bir ustadan görüp öğrenmelidir. […]
Her sanatın birtakım incelikleri vardır. Kişi ne kadar çalışırsa çalışsın, bunu kendi kendine bulamaz. Her halde bir ustadan görüp öğrenmelidir. […]
Kişinin elindeki sanat, değeri hiç eksilmeyen bir servettir. Bir kenarda saklanan altın, günü gelince bozdurulup kullanılır. Sanat da altın bilezik […]
Kişi, işini başkasına inanmamalı, kendisi yapmamalıdır. Kişi, kendi işini kendisi yapmalıdır. İşini başkasına bırakmazsa içi rahat eder, sıkıntıya düşmez. Hem […]
Kişi, kendi işini kendisi yapmalıdır. İşini başkasına bırakmazsa içi rahat eder, sıkıntıya düşmez. Hem işi kolay yürür, hem de istediği […]
Sana sert, kaba, acımasız davranana, sen yumuşak davran; o incitiyorsa, sen incitme; kötülük ediyorsa, sen iyilik et. İngilizce: Whoever hit […]
Sana kötülük edene sen iyilik et. Sert davranana yumuşak davran. İngilizce: You hit the one who hit you with a […]
İngilizce: If you have a hay, your hand in the haystack?
Karga mandayı babası… İngilizce: The magpie’s calf doesn’t end up for his father’s sake.
En değersiz şeyi bile atmayıp saklamalı. Günün birinde işe yarar. Gereksiz görülen, işe yaramaz kabul edilen şey günün birinde, ileride […]
Her şey var olduğu zaman alınıp bir köşeye konulmalı ki ortadan çekildiği zaman el altında bulunsun ve kullanılsın. İngilizce: Keep […]
Titizlikle korunmak istenen, üzerine fazla düşülüp titrenen şeye çoklukla bir zarar gelir. Bunu önlemek insanın elinde değildir. Bu bakımdan bir […]
Keçide de sakal var. İngilizce: The beard’s in the goat.
Kullanacağı şeyler kusurlu olursa en usta kimse bile onları uygun biçime sokamaz. Gelir gidere denk değilse durumu düzene koymaya çalışan […]