Her akla geleni işleme her ağacı taşlama.
İngilizce: Handling every conceivable tree.
İngilizce: Handling every conceivable tree.
Kimi nesne, iş ya da durumun kendine has bir özelliği vardır. Bu bakımdan özelliği bulunan bir şey için herhangi bir […]
Bir topluluğun dayandığı temel bozulursa o topluluk yıkılır. İngilizce: Every tree rots from its root.
Bir topluluğun dayandığı temel bozulursa o topluluk yıkılır. İngilizce: Every tree dries from its root.
Etrafımızda yaşayan insanların dış görünüşlerine bakarak onlardan bir verim beklenmemelidir. Dıştan bize verimli gibi görünen nice insanın yararsız olduğu, onlardan […]
İngilizce: Is she, her thigh swell and cheap?
Yasaklanan ya da ele geçirilmesi güç olan şeyin çekiciliği karşısında ona kavuşma isteğini yenmek güçtür. İngilizce: Halva is cute, delicious […]
Sütü bozuk kişi, iki kimsenin arasını açar, anlaşmalarına engel olur. Soylu kişi arabuluculuk yapar, anlaşmalarına yardım eder. İngilizce: Halalzade makes […]
Karı kocasının, koca karısının başkasıyla senli benli olmasına, düşüp kalkmasına göz yummamalıdır. İngilizce: Halal is not generous.
Din, yasa, ahlak dışı iş yapmadan zengin olunmaz. İngilizce: Rice is not eaten with halal gain.
Bir hastanın ne çektiğini, hekim değil hasta bilir. Çünkü ateş düştüğü yeri yakar. Bunun gibi bir derde düşenin, bir felâkete […]
Bir hastalığın en iyi hekimi, bu hastalığı geçirmiş olan kimsedir. Toplumsal alanda da böyledir: Bir konuyu en iyi sonuca ulaştırmasını […]
İşinin incelenmesi uzayıp giden kişi, olumlu ya da olumsuz olsun, bir an önce sonucu öğrenmek ister. Çünkü ona göre bir […]
İngilizce: Ready-to-be hanak, baked mansion.
Hazırdan yemeye dağ kadar para olsa dayanmaz. Onun için insan bir yandan yerken bir yandan da kazanmalıdır. İngilizce: The mountains […]
İnsanlar konuşarak birbirlerini daha iyi anlarlar. Çünkü konuşma, anlaşma yollarının başında gelir. İnsanlar duygu ve düşüncelerini konuşarak karşı tarafa aktarırlar, […]
İnsanlar konuşarak birbirlerini daha iyi anlarlar. Çünkü konuşma, anlaşma yollarının başında gelir. İnsanlar duygu ve düşüncelerini konuşarak karşı tarafa aktarırlar, […]
Bk. “Deveyi yardan uçuran bir tutam ottur.” İngilizce: It’s a pinch of weed that’s killing the animal.
Yular, bir hayvanın idare edilmesinde oldukça önemlidir. Bir yere döndürülmesi, çekilip götürülmesi, bir yere bağlanıp tutulması yular vasıtasıyla olur. Bir […]
İngilizce: The good neighbor is better than a good relative.