Atasozu.org

"hakkındaki atasözleri" ile ilgili atasözü sonuçları

Gönül verme evliye; eve gider unutur.

Bir kadın, evli bir erkeğe gönül kaptırmasın. Onun göstereceği ilgiye inanmasın. Evli olan erkekler, başka kadınlara bağlanamazlar. İngilizce: Don’t give […]

Gönül ummadığı yere küser.

İnsan, kendisini sevmeyenlerin çiğ davranışlarını doğal karşılar. Ama seviştiği kimsenin bu gibi davranışlarından dolayı ona kırılır. İngilizce: The heart roars […]

Gönül kimi severse güzel odur.

Bir kişinin güzel bulduğunu başka bir kişi güzel bulmayabilir. Ölçüler değiştiğine göre bir kimse için güzel, gönlünün sevdiğidir. İngilizce: Whoever […]

Gönül kocamaz.

İnsanlar yaşlansalar da gönülleri genç kalır. Sevgi ve istekler eski; gücünü, tazeliğini yitirmez. İngilizce: My heart is my husband.

Gönül karımaz.

İnsanlar yaşlansalar da gönülleri genç kalır. Sevgi ve istekler eski; gücünü, tazeliğini yitirmez. İngilizce: My heart is my wife.

Gönül ferman dinlemez.

Ne denli engel, ne denli yasak konursa konsun gönül sevdiğinden asla vazgeçmez. Çünkü insanın gönlüne söz geçirmesi oldukça zordur. En […]

Gönül bir sırça saraydır, kırılırsa yapılmaz.

Gönül; sevgi, istek, düşünüş, anma ve hatır gibi kalpte var sayılan duygu kaynağıdır. Bu kaynak insanı yeterince nazik ve içli […]

Gönül alma bir elma.

Yarım elma gönül alma. İngilizce: Heart-taking apple.

Gönlün yazı var, kışı var.

Hayat inişli çıkışlıdır. Hayatın bu durumu insanı etkiler. Dolayısıyla insanın bir günü diğerine uymaz. İnsan bazen iyimser, neşeli, umutlu ve […]

Gön yufka yerinden delinir.

Hemen her iş, olay, durum ve konunun zayıf ve çürük bir yanı vardır. Bu yanın bilinmesi, dayanma ya da çökmede […]

Gölgeyi hoş gören tekneyi boş görür.

Çalışmayıp keyfine bakan yoksulluk içinde kalır. İngilizce: He sees the boat as empty, which tolerates the shadow.

Gölgesinde oturulacak ağacın dalı kesilmez.

Kendisinden yararlanılan kişiyi, nesneyi zarara uğratacak eylemlerden sakınılmalıdır. İngilizce: The tree to sit in its shadow is not cut off.

Göle su gelene kadar kurbağanın gözü patlar.

Ferahlatıcı bir duruma kavuşulacağı belli olsa bile, sonucun çok gecikmesi, onu yararsız kılar ve bekleyeni yoksunluk içinde kıvrandırır. İngilizce: The […]

Göle su gelinceye kadar kurbağanın gözü patlar.

Ferahlatıcı bir duruma kavuşulacağı belli olsa bile, sonucun çok gecikmesi, onu yararsız kılar ve bekleyeni yoksunluk içinde kıvrandırır. İngilizce: The […]

Gökyüzünde düğün var deseler, kadınlar merdiven kurmaya kalkar.

Kadınlar, düğüne, eğlenceye can atarlar. Bu uğurda katlanmayacakları sıkıntı yoktur. İngilizce: If they say there’s a wedding in the sky, […]

Gökten yere yağar, yerden göğe değil.

Varlıklılar yoksullara, güçlüler güçsüzlere yardım eder; tersi düşünülemez. İngilizce: It rains from the sky to the earth, not from the […]

Gökten ne yağar ki yer kabul etmesin?

Büyüklerden gelen şeyleri küçükler geri çeviremezler. İngilizce: What rains from the sky so that it does not accept a place?

Gökten ne yağdı da yer kabul etmedi?

Büyüklerden gelen şeyleri küçükler geri çeviremezler. İngilizce: What rained from the sky, and he did not accept the earth?

Gök gürlemeden yağmur yağmaz.

Bir kişi ya da topluluk, sesini yükseltmezse istediğine kavuşmaz. İngilizce: It doesn’t rain without thunder.

Gemisini kurtaran kaptan.

Tehlikeli, güç bir duruma düşüp de ortalık iyice karışınca kimileri kendi başlarının çaresine bakarlar. Bunlar ne yapıp yapıp kurtulur ve […]