Her koyun kendi bacağından asılır.
Herkes kendi davranışlarından sorumludur. Herkes kendi hatasının cezasını kendi çeker. Hiç kimse başkasının yaptığı bir hatadan ötürü hesap vermez. Herkes […]
Herkes kendi davranışlarından sorumludur. Herkes kendi hatasının cezasını kendi çeker. Hiç kimse başkasının yaptığı bir hatadan ötürü hesap vermez. Herkes […]
İngilizce: Whoever’s connected, there’s a mountain in your heart.
Her insanın talihi, kaderi bir değildir. Bu bakımdan kazançlarının farklı olması da doğaldır. Bir işte kişiler aynı çabayı gösterseler, aynı […]
Her güç işi çözecek bir yol vardır. İngilizce: Every door has a key.
Olup biten bir işi -başka biçime sokmak elimizde olmadığına göre- hayra yormak gerekir. Bu, insanı kötümserlikten kurtarır. İngilizce: There’s a […]
İnsanın yapacağı her şey vücut sağlığına bağlıdır. Sağlıklı olmayan kimse hiçbir iş yapamaz. Bir iş yapamayan, başarılı olamayan kimse de […]
Kimse kimsenin çukurunu dolduramaz. Herkes (her insan) kendi çukurunu doldurur. İngilizce: Every man fills his own pit.
Her sıkıntılı durum kötü biçimde sonuçlanmaz. Umutsuzluğa düşmemek, sıkıntıyı giderecek yollara başvurmak gerekir. İngilizce: Not every moaner dies.
Hayatın akışında hiçbir durum olduğu gibi kalmaz. Olumlu, olumsuzu, iyi, kötüyü, yükselme, alçalmayı; başarı, başarısızlığı kovalar. Bunun tersi de kaçınılmazdır. […]
Bir çevreye egemen olan kişinin sözü o çevrede geçer. İşi bozulan kişi üzülmemelidir. Her inişin bir yokuşu olduğu gibi, bozulan […]
Herkes ancak kendi çevresinde bir değer taşır, kuvvet bulur ve sözünü geçirebilir. Çünkü asıl yeri orasıdır, bağlıları çevresindedir, orada güvence […]
Kusursuz güzel olmaz. İngilizce: Every beauty has a flaw.
İngilizce: Every day has a night.
Sakıncalı işlerle uğraşan kimse, günün birinde tehlikenin kurbanı olur. İngilizce: Every day in the countryside, one day he stops by […]
Gün güne uymaz. İngilizce: Not every day.
Hep aynı şeyle uğraşmak, usanç verir. Bunlar en güzel şeyler olsa bile. İngilizce: He’s tired of eating baklava pies every […]
Herkesin kendine göre yüksek bir emeli vardır. Hoşlandığı, sevdiği, kavuşmak istediği bu emeli devamlı gönlünde taşır, onun özlemiyle yaşar. İngilizce: […]
Her zalimden toplumu kurtaracak, zalime yaptıklarının hesabını soracak bir kurtarıcı mutlaka çıkacaktır. İngilizce: Every Pharaoh has a Moses.
Kişi her yanlış davranışın acı sonucundan bir ders alır. İngilizce: Every fall is a learning.
Her malın fiyatı değerlilik derecesine (nitelik düzeyine) göredir. İngilizce: With every shop rent.