Atasozu.org

"atasozu" ile ilgili atasözü sonuçları

İki el bir baş içindir.

Yüce Allah, insanları geçimlerini sağlayabilecek bir güçle donatmıştır. Bu gücü kullanan insan, başkalarına muhtaç olmadan yaşayabilir. İnsan ancak kendi geçimini […]

İki dinle bin işit.

Çok konuşmak doğru değildir. Çok konuşan, gereksiz, yanlış sözler söyler. Karşındaki iki, on, yüz söylerse sen bir söyle. Yerinde cevap […]

İki dinle bir söyle.

Haddinden fazla konuşmak, gereksiz ve yanlış sözlerin ağızdan çıkmasına yol açar. Ayrıca konuşan kişiyi de itici yapar. Bu bakımdan az […]

İki deliye bir uslu koymuşlar

Birbirleriyle anlaşamayan, kavga eden iki kişinin arasını bulacak bir akıllı çıkar. Böyle biri çıkmazsa aynı işi mahkemeler görür. İngilizce: They […]

İki çıplak bir hamamda yakışır.

Evlenecek çiftten biri yoksul ise ötekinin az çok bir şeyleri bulunmalıdır ki için de barınabilecekleri bir ev açabilsinler ve orada […]

İki çanak bir yerde tıngırdar!

Çokluk olan yerde tartışma, farklı görüş ve anlaşmazlık muhakkak olur anlamındadır. İngilizce: Two bowls are thuttering in one place!

İki cambaz bir ipte oynamaz.

Kurnazlıkta eşit olan iki kimse bir iş üzerinde birlikte çalışamazlar; birbirlerini aldatmak, saf dışı bırakmak için uğraşırlar. Bunda ısrarlı olmaları, […]

İki baş bir kazanda kaynamaz.

Fikirleri, eğilimleri ve davranışları birbirinden farklı olan iki kişi belli bir konuda, bir iş üzerinde uyuşamazlar; görüş ayrılıkları yüzünden ortaya […]

İki at bir kazığa bağlanmaz.

Kendi başına buyruk, kimseden izin almaksızın dilediği gibi davranan iki kişi, aynı iş üzerinde görevlendirilip çalıştırılamaz. Her an aralarında anlaşmazlığın […]

İki aslan bir posta sığmaz.

Bir ülkede iki baş egemen olmaz. Böyle iki baş bulunursa geçinemezler, kavga ederler; biri ötekini ortadan kaldırır. İngilizce: Two lions […]

İki analı sütten, iki karılı bitten ölürmüş

İngilizce: He’d die of two-mother milk, two-wife edifying lice.

İhtiyarın düşkünü, beyaz giyer kış günü.

İngilizce: The old man wears white on winter’s day.

İhmalin devlete zarara var.

İhmalci kişinin zengin olması kolay değildir. Çünkü kazanç getiren işi vaktinde yapmaya üşenir; fırsatı kaçırır. İngilizce: Negligence is at stake […]

İğneyi kendine, çuvaldızı başkasına batır.

Hoşlanılmayan bir davranışın en küçüğünü, başkalarından önce kendimizde deneyip etkiyi görmeli; ondan sonra bunun daha büyüğünü başkalarına uygulamanın ne denli […]

İçgüveysi iç ağrısı

İçgüveysi konuk gibidir. Evdekiler sürekli olarak onu ağırlamaya, memnun etmeye, gücendirmemeye çalışırlar ve kendileri rahatsız olurlar. İngilizce: Internal pain

Güzün gelişi yazdan bellidir.

Başlangıç ve gidişat bir işin nasıl sonuçlanacağı konusunda aşağı yukarı bir fikir verir. İyi başlamayan, sürekli aksayan, aksiliklerden bir türlü […]

Güzellik ondur, dokuzu dondur.

Güzelliğin onda dokuzu giyim kuşamla sağlanır. İngilizce: Beauty is ten, nine freeze.

Güzellerin talihi çirkin olur.

Güzeller, güzelliklerine yaraşan bir yaşayış ararlar. Bunu bulmak da pek kolay olmadığından, -ya da kendilerini bulduklarına layık görmediklerinden mutlu olmazlar. […]

Güzeli kızken görme, beşik ardında gör.

Kızken güzel olanın, doğum yaptıktan sonra güzelliği kalır mı, belli olmaz. İngilizce: Don’t see beauty as a girl, see behind […]

Güzeli herkes sever.

Bütün insanlar güzellere ve güzel şeylere karşı sevgi duyarlar. İngilizce: Everybody loves beauty.