Atasozu.org

"atasozu" ile ilgili atasözü sonuçları

Sanatı ustadan görmeyen öğrenmez.

Her sanatın birtakım incelikleri vardır. Kişi ne kadar çalışırsa çalışsın, bunu kendi kendine bulamaz. Her halde bir ustadan görüp öğrenmelidir. […]

Sanat altın bileziktir.

Kişinin elindeki sanat, değeri hiç eksilmeyen bir servettir. Bir kenarda saklanan altın, günü gelince bozdurulup kullanılır. Sanat da altın bilezik […]

Sana vereyim bir öğüt: Ununu elinle öğüt.

Kişi, işini başkasına inanmamalı, kendisi yapmamalıdır. Kişi, kendi işini kendisi yapmalıdır. İşini başkasına bırakmazsa içi rahat eder, sıkıntıya düşmez. Hem […]

Sana vereyim bir öğüt: Kendin ununu kendin öğüt.

Kişi, kendi işini kendisi yapmalıdır. İşini başkasına bırakmazsa içi rahat eder, sıkıntıya düşmez. Hem işi kolay yürür, hem de istediği […]

Sana taşla vurana, sen ekmekle vur.

Sana sert, kaba, acımasız davranana, sen yumuşak davran; o incitiyorsa, sen incitme; kötülük ediyorsa, sen iyilik et. İngilizce: Whoever hit […]

Sana taşla vurana sen aşla vur.

Sana kötülük edene sen iyilik et. Sert davranana yumuşak davran. İngilizce: You hit the one who hit you with a […]

Saman elinse samanlıkta mı elin?

  İngilizce: If you have a hay, your hand in the haystack?

Saksağan danayı babası hayrına bitlemez.

Karga mandayı babası… İngilizce: The magpie’s calf doesn’t end up for his father’s sake.

Sakla samanı, gelir zamanı.

En değersiz şeyi bile atmayıp saklamalı. Günün birinde işe yarar. Gereksiz görülen, işe yaramaz kabul edilen şey günün birinde, ileride […]

Sakla beni varken, bulunayım sana yokken.

Her şey var olduğu zaman alınıp bir köşeye konulmalı ki ortadan çekildiği zaman el altında bulunsun ve kullanılsın. İngilizce: Keep […]

Sakınılan göze çöp batar.

Titizlikle korunmak istenen, üzerine fazla düşülüp titrenen şeye çoklukla bir zarar gelir. Bunu önlemek insanın elinde değildir. Bu bakımdan bir […]

Sakal keçide de var.

Keçide de sakal var. İngilizce: The beard’s in the goat.

Sakal bıyığa denk olmayınca berber ne yapsın?

Kullanacağı şeyler kusurlu olursa en usta kimse bile onları uygun biçime sokamaz. Gelir gidere denk değilse durumu düzene koymaya çalışan […]

Sahipsiz eve it buyruk.

Kimsenin ilgilenmediği, benimsemediği, sahip çıkmadığı işler üzerinde değersiz kişiler egemenlik kurarlar. İngilizce: It’s an unclaimed house.

Sağırlar birbirini ağırlar.

Toplum içinde önemsenmeyen kişiler birbirlerine değer verir, saygı gösterirler. İngilizce: The deaf welcome each other.

Sağır işitmez, uydurur.

İşitme duyusundan yoksun, işitmeyen kimse, yakınında konuşulanları duymaz. Ama konuşulanlara bakarak değerlendirmeler yapar, anladığını sanarak bir şeyler yakıştırıp karşılık verir. […]

Sağır duymaz uydurur.

Sağır, yanında konuşulan şeyleri işitmez ama konuşanların durumuna bakarak ve anladığını sanarak bir şeyler yakıştırıp söyler. Bir durumun içyüzünü bilmeyen […]

Sağır için iki kere kamet olmaz.

Herkesin işitip öğrendiği şey, dikkatsiz kimse için bir daha söylenmez. İngilizce: There’s no time for the deaf twice.

Sağılır ineğin buzağısı kesilmez.

Çıkar sağlamaya yardım eden kimseye ya da şeye zarar gelmemesine dikkat edilmelidir. İngilizce: The calf of the milking cow is […]

Sağ olsun da dağ ardında olsun.

Taş altında olmasın da… İngilizce: Thanks to the mountain behind him.