Atasozu.org

"atasozu" ile ilgili atasözü sonuçları

Sefa ile yenen cefa ile kazanılır.

Kaygısız, sakin, zevk ve gönül rahatlığı içinde yenen para, sıkıntı çekilerek ve alın teri dökülerek kazanılmıştır. İngilizce: It is won […]

Sebepsiz ölüm olmaz.

Ecel geldi cihane… İngilizce: There’s no unprovoked death.

Sebepsiz kuş bile uçmaz.

Kılavuz ve yardımcı almadan hiçbir iş başarılamaz. Dünyada her şeyin olmasına veya bir hâlde bulunmasına yol açan bir sebep vardır. […]

Sayılı koyunu kurt kapmaz.

Birine teslim edeceğiniz bir şeyi eğer sayarak, ölçerek ya da tartarak verirseniz, emanet alan kişi onu daha iyi korur; içinde […]

Sayılı koyunu kurt yemez.

Miktarı saptanarak bir kimseye teslim edilmiş olan eşya iyi korunur. İngilizce: No wolf eats a numbered sheep.

Sayılı günler çabuk geçer.

Bir işin yapılması, ya da gerçekleşmesi için konulmuş olan belli süre çarçabuk geçer. Sayısı belli olan, bir işin yapılması için […]

Sayılı gün tez geçer.

Sayısı belli olan, bir işin yapılması için önemli ve az görülen belirli zaman süresi çok çabuk geçer. Kişi işine öyle […]

Say beni, sayayım seni.

Sev beni, seveyim seni. İngilizce: Count me, let me count you.

Satılık ziftin olsun, Selanik’ten kel gelir.

İşe yaramaz sandığın bir malı satılığa çıkarırsan görürsün ki hatıra gelmeyen yerlerden onu arayıp soranlar vardır. İngilizce: Whether it’s pitch […]

Sarımsak içli dışlı, soğan yalnız başlı.

Anlaşan kimselerin -aynı aileden imişler gibi- birbirlerinden saklısı, gizlisi yoktur. Başkasıyla böyle bir yakınlık kuramamış olan kimse, tek başına kendi […]

Sarımsak da acı amma evde lazım bir dişi.

Sorumlulukları olmakla birlikte her eve bir kadın gerektir. Bir evde ara sıra kullanılacak şeyden -insanı rahatsız da etse- bir parça […]

Sarımsağını hesap eden paçayı yiyemez.

Küçük sakıncalarını düşünerek bir işe girişmeyen kişi, o işin kazançlarından yoksun kalır. İngilizce: The one who calculates his garlic can’t […]

Sarımsağı hesap eden paça yiyemez.

Küçük sakıncalarını düşünerek bir işe girişmeyen kişi, o işin kazançlarından yoksun kalır. İngilizce: He can’t eat the leg that calculates […]

Sarımsağı gelin etmişler, kırk gün kokusu çıkmamış.

Bir topluluğun arasına yeni girmiş olan kötü kimsenin foyası ilk günlerde meydana çıkmaz. İnsanlar kötü yanlarını kolay kolay belli etmezler. […]

Sarığı sarar, sarar, ulamı yetiştiği yere sokarsın.

Yürüttüğünüz işi amaçlanan sonuca ulaştıramasanız bile ulaşabildiğiniz evre de olumlu bir aşamadır. İngilizce: You wrap the garlic, wrap it, put […]

Sarı altının olacağına sarı samanın olsun.

Para yenmez, içilmez. Oysa besin olmasa yaşanmaz. Bu nedenle insan için de, hayvan için de besin paradan daha değerlidir. Hele […]

Sarhoştan deli bile korkar.

Sarhoş, deliden daha delice davranışlarda bulunur. İngilizce: He’s even crazy about drunk.

Sarhoşa dokunma, kendi yıkılsın.

Değme sarhoşa… İngilizce: Don’t touch the drunk, let him fall apart.

Sanatını hor gören boğazına torba takar.

İşine hor bakan… İngilizce: He wears a bag in his throat, despising his art.

Sanatı ustadan öğrenmeyen öğrenmez.

Her sanatın birtakım incelikleri vardır. Kişi ne kadar çalışırsa çalışsın, bunu kendi kendine bulamaz. Her halde bir ustadan görüp öğrenmelidir. […]