“Dünyada tasasız baş bostan korkuluğunda bulunur” atasözü, insanların genellikle önemli şeylerden korktuğunu ve hayatın en basit şeylerinin bile endişe verici hale geldiğini ifade eder.
Bu atasözü, insanların hayatlarında birçok konuda endişe duyduğunu ve genellikle bu endişelerin aslında önemsiz olduğunu vurgular. İnsanlar, para, kariyer, aile, sağlık ve diğer önemli konular hakkında endişe duyarken, hayatın basit zevkleri ve günlük rutinleri gibi şeyler de kaygı verici hale gelebilir. Böylece, insanlar tasasız baş bostan korkuluğunda bulunurlar, yani önemli konuların yanı sıra basit şeylerden de endişe ederler.
Bu atasözü aynı zamanda, insanların endişelerinin büyük bir kısmının aslında hayal ürünü olduğunu ve gerçek olmayan korkularının hayatlarını olumsuz etkilediğini de ifade eder. İnsanlar, endişelerinin etkisini azaltmak için hayatın basit zevklerine odaklanmalı ve önemli konular hakkında yapıcı çözümler bulmaya çalışmalıdırlar.
Atasözü, birçok farklı kültürde ve dilde kullanılır ve farklı şekillerde ifade edilir. Örneğin:
İngilizce: “The devil is not so black as he is painted.” (Şeytan boyandığı kadar kara değildir.)
Fransızca: “Le diable est pas si noir comme on le peint.” (Şeytan boyandığı kadar kara değildir.)
İspanyolca: “El diablo no es tan feo como lo pintan.” (Şeytan boyandığı kadar çirkin değildir.)
Almanca: “Geteiltes Leid ist halbes Leid.” (Paylaşılan acı yarı acıdır.)
İtalyanca: “Meno parole e più pan.” (Daha az konuş, daha fazla ekmek ye.)
Portekizce: “Mais vale pouco que nenhum.” (Hiç olmaktansa az olsun.)
Rusça: “Не так страшен черт, как его малюют.” (Şeytan boyandığı kadar korkunç değildir.)
Çince: “大事化小,小事化了” (Büyük sorunları küçük, küçük sorunları hiç yap.)
Yorumlar