Sokma akıl, sekiz adım gider.
Koyma akıl akıl olmaz. İngilizce: Don’t sting, the mind goes eight steps.
Koyma akıl akıl olmaz. İngilizce: Don’t sting, the mind goes eight steps.
Bir kat deri giysi, kat kat yün giysiden daha çok sıcak tutar. İngilizce: It’s cold; forty layers felt, I passed […]
İngilizce: Cold water, hot ash tooth enemy, young avrat is the big guy’s enemy.
Bir iş yapılırken ne denli güçlük çekildiğini, o işi başarmış olan bilir; başarılmış olan işten yararlanan bilmez. Bir işteki güçlüğü, […]
Hoşa gitmeyen işlere yönelmez gibi görünen öyle kişiler vardır ki bu işlere girişince en aşırı yolu tutarlar. İngilizce: Sofu doesn’t […]
Görünüşe değil özdeki cevhere bakılmalıdır. Görünüşü beğenilecek gibi olmayan öyle kişiler vardır ki değerlerine paha biçilemez. İngilizce: White milk is […]
Kurcalama sivilceyi… İngilizce: Don’t mess with pimples, you’ll boil it.
Kurcalama sivilceyi… İngilizce: When you’re in a pimple, it’s boiled.
Sitte-i Sevir’de hava çok bozuk ve fırtınalı olur. Dışarı çıkmamalı. İngilizce: Sitte-i Sevir, turn the door.
Sitte (Arapça) altı, Sevr (Arapça) boğa demektir. Sitte-i Sevr Boğa Burcunun altı günü, anlamını taşıyor ki güneşin Boğa Burcuna girdiği […]
Küçük sakıncalarını düşünerek bir işe girişmeyen kişi, o işin kazançlarından yoksun kalır. İngilizce: He can’t get away with his vinegar, […]
İşini bilen kişi, yararlanacağı kimseyi bilir. Çıkarını kollayan, kendini düşünen, işinin ehli olan kimse, kimden yararlanacağını iyi bilir. İngilizce: The […]
Kirli şeylerle bir arada bulunan nesneyi -ne kadar ufak olursa olsun ve ne kadar zararsız görünürse görünsün- içimiz almaz. Önemsiz, […]
Sıtmaya yakalanan kişi tedavi görüp iyileşse bile aradan uzun yıllar geçer de benzinin solukluğu geçmez. İngilizce: Malaria said he knew […]