Her günün bir gecesi vardır.
İngilizce: Every day has a night.
İngilizce: Every day has a night.
Sakıncalı işlerle uğraşan kimse, günün birinde tehlikenin kurbanı olur. İngilizce: Every day in the countryside, one day he stops by […]
Gün güne uymaz. İngilizce: Not every day.
Hep aynı şeyle uğraşmak, usanç verir. Bunlar en güzel şeyler olsa bile. İngilizce: He’s tired of eating baklava pies every […]
Herkesin kendine göre yüksek bir emeli vardır. Hoşlandığı, sevdiği, kavuşmak istediği bu emeli devamlı gönlünde taşır, onun özlemiyle yaşar. İngilizce: […]
Her zalimden toplumu kurtaracak, zalime yaptıklarının hesabını soracak bir kurtarıcı mutlaka çıkacaktır. İngilizce: Every Pharaoh has a Moses.
Kişi her yanlış davranışın acı sonucundan bir ders alır. İngilizce: Every fall is a learning.
Her malın fiyatı değerlilik derecesine (nitelik düzeyine) göredir. İngilizce: With every shop rent.
Çevrede o denli çok dengesiz var. İngilizce: If every lunatic has a flag on his head, there’s no diaper in […]
Hiç kimse içyüzünü iyi bilmediği, yeterince incelemediği, hakkında bilgi sahibi olmadığı, denemediği bir işi yapmaya kalkışmamalıdır. Yoksa kendini tehlikeye, altından […]
İnsanların yapıları birbirine uymaz. Kimi iyi, kimi kötü huyludur. Kimi yardımsever, kimi bencildir. Bu sebeple herkesten yardım istenmez, istense de […]
Çoğun temelinde az yatar. Önce az olanlar, birike birike çoğu meydana getirmiştir. Bu bakımdan azlar önemsiz görülüp atılmamalı, aksine sabırla […]
Her güzelle ilişki kurmak doğru değildir. İngilizce: Not every flower smells.
Herkesin kendi yaşayışı ile ilgili bir derdi vardır. Bir kişinin derdi ötekininkine benzemez. İngilizce: Everybody’s got a thousand problems, the […]