“Yalancının evi yanmış, kimse inanmamış.” atasözü, sürekli yalan söyleyen kişilerin zamanla güvenilirliklerini kaybettiklerini ve gerçekten zor durumda olduklarında bile kimsenin onlara inanmayacağını anlatır. Bir insan sürekli yalan söylerse, etrafındaki kişiler onun doğruyu söylediği zamanları ayırt edemez ve ona güvenmez. Bu, bireyin toplumdaki itibarını kaybetmesine neden olur. Gerçek bir sıkıntıya düştüğünde ise insanlar artık ona inanmaz ve yardım etmezler. Bu atasözü, dürüstlüğün ne kadar önemli olduğunu vurgular. Güven kaybedildiğinde, kişinin söylediği her şey şüpheyle karşılanır. Dolayısıyla, doğru sözlü olmak ve güvenilir bir insan olarak tanınmak, insan ilişkilerinde en önemli değerlerden biridir. Sürekli yalan söyleyenler, en zor anlarında bile yalnız kalabilirler.
İngilizce: “The liar’s house burned down, but no one believed him.”
Açıklama: Sürekli yalan söyleyen birine, gerçekten zor durumda olduğunda bile kimse inanmaz.
Fransızca: “La maison du menteur a brûlé, mais personne ne l’a cru.”
Açıklama: Güvenilirliğini kaybeden kişi, doğruyu söylediğinde bile dikkate alınmaz.
İspanyolca: “La casa del mentiroso se quemó, pero nadie le creyó.”
Açıklama: Yalanlarıyla tanınan biri, gerçekten sıkıntıya düştüğünde bile güven kazanamaz.
Almanca: “Das Haus des Lügners brannte nieder, aber niemand glaubte ihm.”
Açıklama: Sürekli yalan söyleyen kişi, doğruyu söylediğinde bile dikkate alınmaz.
İtalyanca: “La casa del bugiardo bruciò, ma nessuno gli credette.”
Açıklama: Yalanlarıyla güven kaybeden birinin gerçek sözlerine kimse inanmaz.