Zenginin tavuğu çift sarılı yumurtlar.
Zenginin horozu bile yumurtlar. İngilizce: The rich man’s chicken lays double-wrapped eggs.
Zenginin horozu bile yumurtlar. İngilizce: The rich man’s chicken lays double-wrapped eggs.
Zenginin horozu bile yumurtlar. İngilizce: The rich man’s chicken lays two wrapped eggs.
Züğürtler, zenginlerin malları üzerine konuşur, dururlar. Bu konuşma, onların çenesini yormaktan başka bir işe yaramaz. Yoksul, züğürt kimseler çoklukla birinin […]
Züğürtler, zenginlerin malları üzerine konuşur, dururlar. Bu konuşma, onların çenesini yormaktan başka bir işe yaramaz. Yoksul, züğürt kimseler çoklukla birinin […]
İngilizce: The rich man’s khan crosses the mountain, and the donkey of the poor is stunned on the straight road.
Varlıklı kişi, bu dünyada gönlünce yaşar. İbadet sayılan, yoksullara, hayır işlerine yardımlarıyla da öbür dünya rahatını sağlar. İngilizce: Both worlds […]
Paralı kişi, kısır sanılan işlerden bile kâr sağlama yolunu bulur. İngilizce: Even the rich man’s rooster lays eggs.
İngilizce: The heart of the rich is possible, the poor will die.
Zengin ne giyse, ne yese, ne yapsa en pahalısını yeğlemiş sanılır. İngilizce: The rich’s printing looks silky.
Para, kimi kişileri gösterişe ve budalaca savurganlığa sürükler. İngilizce: The rich man wears fur on a summer’s day.
İngilizce: The shame of the rich, the disease of the fukara does not occur.