Adamın yere bakanından… İngilizce: Fear the slow flow of water, the minister on the ground.
Daha önce bize yararı dokunmuş olan güzel bir durum, bugün bulunmasa bile yarın yine ortaya çıkar. İngilizce: It flows again […]
Daha önce bize yararı dokunmuş olan güzel bir durum, bugün bulunmasa bile yarın yine ortaya çıkar. İngilizce: It flows where […]
Yürüttüğünüz işi amaçlanan sonuca ulaştıramasanız bile ulaşabildiğiniz evre de olumlu bir aşamadır. İngilizce: You wrap the garlic, wrap it, put […]
İnsan, kendisini sevmeyenlerin çiğ davranışlarını doğal karşılar. Ama seviştiği kimsenin bu gibi davranışlarından dolayı ona kırılır. İngilizce: The heart roars […]
Varlıklılar yoksullara, güçlüler güçsüzlere yardım eder; tersi düşünülemez. İngilizce: It rains from the sky to the earth, not from the […]
Gel dedikleri yere gitmekten utanma, çekinme. Gelme dedikleri yere de gitme. Gidersen yüz vermezler, yer göstermezler. İngilizce: Come to action […]
Birden çok kimsenin söz sahibi olduğu iş yürümez. Bir işe, çok başlılık zarar verir. Çünkü her kafadan bir ses çıkar. […]
Birden çok kimsenin söz sahibi olduğu iş yürümez. Bir işe, çok başlılık zarar verir. Çünkü her kafadan bir ses çıkar. […]
Birden çok kimsenin söz sahibi olduğu iş yürümez. Bir işe, çok başlılık zarar verir. Çünkü her kafadan bir ses çıkar. […]
Çağrılmadığın yere gitme. Sen çörekçi ya da börekçi misin ki satış yapacakmış gibi şu kapıya, bu kapıya çağrılmadan gidesin? İngilizce: […]
İçinde yaşanılan toplumda sosyal ilişkiler oldukça önemlidir. Bu sebeple yapılan davetlere-çok önemli bir sebep yoksa-bir nezaket gereği olarak gitmelidir. Toplum […]
İçinde yaşanılan toplumda sosyal ilişkiler oldukça önemlidir. Bu sebeple yapılan davetlere-çok önemli bir sebep yoksa-bir nezaket gereği olarak gitmelidir. Toplum […]
İçinde yaşanılan toplumda sosyal ilişkiler oldukça önemlidir. Bu sebeple yapılan davetlere-çok önemli bir sebep yoksa-bir nezaket gereği olarak gitmelidir. Toplum […]
Ortada dolaşan dedikodu, büsbütün asılsız olamaz. Kötü bir iş yapılmış olmasaydı böyle söylentiler ortaya çıkmazdı. İngilizce: The stone doesn’t ring […]
Kişi, eğitimine önem verdiği, ya da beğendiği kimseyi hırpalarcasına çalıştırır. İngilizce: The plate smashes the skin it loves from the […]
İngilizce: They said where you’re going for the money, where most of them are.