Kalpten kalbe yol vardır.
“Kalpten kalbe yol vardır” atasözü, gerçek ve derin bir iletişimin, insanların kalpleri arasında kurulan bir bağ ile mümkün olduğunu ifade […]
“Kalpten kalbe yol vardır” atasözü, gerçek ve derin bir iletişimin, insanların kalpleri arasında kurulan bir bağ ile mümkün olduğunu ifade […]
Bu atasözü, kötü niyetli veya zarar verici bir kişinin davranışlarının etkilerinin sadece doğrudan çevresiyle sınırlı kalmayacağını ifade eder. Kötü bir […]
“Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı vardır” atasözü, bir dostluk veya misafirperverlik anında sunulan bir hizmetin, uzun süre unutulmayacağını ve […]
“Beterin beteri vardır” atasözü, herhangi bir olumsuz durumun daha kötü bir hale gelebileceğini ifade eder. Atasözü, insanları mevcut durumlarının kötü […]
“Başın başı, başın da başı vardır” atasözü, kişinin sorumluluklarının ve kararlarının sonuçlarına katlanması gerektiğini ifade eder. Bu söz, her bireyin […]
“Her yokuşun bir inişi vardır” atasözü, hayatta karşılaşılan zorlukların sonunda bir kolaylığın olduğunu ve her zorluğun üstesinden gelinebileceğini ifade etmektedir. […]
“Her yiğidin bir yoğurt yiyişi vardır” Türk atasözleri arasında sıklıkla kullanılan ve toplumda oldukça popüler olan bir atasözüdür. Bu atasözü, […]
Her güç işi çözecek bir yol vardır. İngilizce: Every door has a key.
Olup biten bir işi -başka biçime sokmak elimizde olmadığına göre- hayra yormak gerekir. Bu, insanı kötümserlikten kurtarır. İngilizce: There’s a […]
Hayatın akışında hiçbir durum olduğu gibi kalmaz. Olumlu, olumsuzu, iyi, kötüyü, yükselme, alçalmayı; başarı, başarısızlığı kovalar. Bunun tersi de kaçınılmazdır. […]
Kusursuz güzel olmaz. İngilizce: Every beauty has a flaw.
İngilizce: Every day has a night.
Sona ermeyen hiçbir iyi durum, yıldızı sönmeyen hiçbir ünlü yoktur. İngilizce: What day are we not in the evening.
Açma sırrını dostuna… İngilizce: Don’t keep your secret, your friend has a friend, he tells his friend.
Kötü şey, görünüşte iyi şeye benziyorsa iyi şeyin değeri azalır. İngilizce: The mutt is damaging to the thrush.
Kötü şey, görünüşte iyi şeye benziyorsa iyi şeyin değeri azalır. İngilizce: The push has harmto the cotton market.
Kötü şey, görünüşte iyi şeye benziyorsa iyi şeyin değeri azalır. İngilizce: The push is harmful to the rust.
İngilizce: There is because the day is night.
Kendisinden faydalanılan, elde de yeterince bulunan, başkalarında bulunmayan yiyecek ya da imrenilecek bir şeyden gören kimselere de mümkünse vermek gerekir. […]
İnsanları bir araya getiren huy, zevk, alışkanlık, fikir ve inanç birliğidir. Dolayısıyla bu insanların gönüllerinde de bir duygu birliği vardır. […]