Ölüm hak, miras helal.
Ölüm herkese gelecektir. Ölenin mirası da mirasçının hakkıdır. İngilizce: Death is right, inheritance is halal.
Ölüm herkese gelecektir. Ölenin mirası da mirasçının hakkıdır. İngilizce: Death is right, inheritance is halal.
Ecel geldi cihana… İngilizce: Death has come, this cane, the headache is an excuse.
İnsan nasıl olsa öleceğini düşünmeli ona göre düzene koymalıdır. İnsan yaşadığı gibi her an ölebilir de. Bu bakımdan öbür dünyayı […]
Yeni senek suyu soğuk tutar!„ atasözü ile benzer anlamda… İngilizce: If the dead were illusions like the day he died, […]
Ruhu için dağıtılan yemekten, adının unutulmaması için dikilen taştan ölünün haberi olmaz. Bunlar geride kalanların teselli yollarıdır. Her şeyi yitirmiş […]
Hesabını vermeyecek işi olmayanın gözü pek olur! Bazı sebeplerden ötürü çok sıkıntı ve acı çeken, felâket üstüne felâket görüp zarara […]
Her şeyini yitirmiş olan kişinin saldırgana bir şey kaptırmaktan korkusu olmaz. Bazı sebeplerden ötürü çok sıkıntı ve acı çeken, felâket […]
Bazı sebeplerden ötürü çok sıkıntı ve acı çeken, felâket üstüne felâket görüp zarara uğrayan, kaybedecek bir şeyi kalmayan kimse, artık […]
Girişilecek işte ziyan etmek olasılığı da göze alınabilir. Ancak bu ziyan, batkınlığa varacak oranı bulacaksa o işten vazgeçilmelidir. İngilizce: Dying […]
İnsan, ölen yakını için kendini harap edercesine üzülmemelidir. Çünkü çok üzülmekle durum değişmeyecektir. Her canlının hayatı sona erer. Bu kaçınılmaz […]
İnsan, ölen yakını için kendini harap edercesine üzülmemelidir. Çünkü çok üzülmekle durum değişmeyecektir. İngilizce: You don’t die with the dead.
İngilizce: The rabbit who’s going to die defies the shepherd.
Kocasının evinden baba evine geldiğinde kızını teselli için söylenen ifade. Kendinden bir parçadır anlamında. İnsan, kendi yakınlarının işleri ile kendi […]
İnsan, kendi yakınlarının işleri ile kendi işlerini yük saymaz. Her ne kadar külfetmiş gibi görünüyorlarsa da, aslında yaptığı işler kişinin […]
Bir ahmak, budalaca bir işe girişirken kafasına uygun biriyle işbirliği yapar. İngilizce: An ox doesn’t walk double without finding a […]
Birisiyle kavgaya girişmesi olasılığı bulunan kişi, karşısındakinin yenilmezliğini anlatan bir belirti görmezse ondan korkmaz. İngilizce: If the ox doesn’t see […]
Bir kimsenin haksızlığa uğramaması için arkası, koruyucusu bulunmalıdır. İngilizce: They hit the orphan in the belly, my back! He said.
Bir kimsenin haksızlığa uğramaması için arkası, koruyucusu bulunmalıdır. İngilizce: They beat up the orphan, my back! He said.
Talihsiz kimse bir şeyden yararlanmaya kalkışsa karşısına akla gelmedik engeller çıkar. İngilizce: The orphan has gone to the game, the […]
Arkalayanı, koruyanı, yardım edeni bulunmayan kişi, işini kendi başına görmek zorunda kalır. İngilizce: The orphan boy cuts his own belly.