“Dervişlik olaydı taç ile hırka, ben de alırdım otuza kırka” atasözü, hayatın sade ve zahmetsiz bir şekilde devam ettirilmesinin insanın içindeki arayışı tatmin etmeyeceğini vurgular. Kişinin yaşamda anlam arayışında, para ve güç gibi materyalist unsurların yetersiz kalacağını belirtir. Dervişlik, dünyevi arzulardan vazgeçerek manevi hayatını sürdüren kişiler için kullanılan bir terimdir. Bu sözde, kişi dervişlik ruhunu taşıyıp, maddi zenginlikleri ve dünya nimetlerini elde etse bile, manevi bir huzurun ve tatminin sağlanamayacağı anlatılmaktadır. Otuza kırk dediği yaş aralığı, insanın hayatının en verimli olduğu zaman dilimlerini ifade eder. Kişinin ömrünün yarısını geçirdiği bu dönemde, anlam arayışının yanı sıra, kendini manevi bir yolculuğun içinde bulması gerektiğini belirtir. Bu atasözü, dünyevi arzulardan vazgeçip manevi değerlere yönelmenin önemini vurgulayan bir tavsiye niteliğindedir.
Yorumlar