Uyku ölümün kardeşidir.
Uyuyan kişi, nefes alıp vermesi bir yana ölmüş gibidir. Dünyada olup biten şeylerden haberi yoktur. İngilizce: Sleep is the brother […]
Uyuyan kişi, nefes alıp vermesi bir yana ölmüş gibidir. Dünyada olup biten şeylerden haberi yoktur. İngilizce: Sleep is the brother […]
Uyuyan kişi, nefes alıp vermesi bir yana ölmüş gibidir. Dünyada olup biten şeylerden haberi yoktur. İngilizce: Sleep is the younger […]
Tanıdıklar arasındaki alışverişte, fiyatın ve ödeme koşullarının belirtilmesine utanılırsa sonunda dostluk bozulur. İngilizce: Shame on the market, it’s stomach-impaired.
Tanıdıklar arasındaki alışverişte, fiyatın ve ödeme koşullarının belirtilmesine utanılırsa sonunda dostluk bozulur. İngilizce: Shame, the market, breaks friendship.
Üşenenin oğlu kızı olmamış. İngilizce: Shameless son, daughter.
Yakın tanıdıklar arasında yapılan alış verişte, taraflar birbirlerinden utanıp sıkılırlar ve gerçek niyetlerini ayıp olur düşüncesiyle söyleyip ortaya koyamazlar. Ancak […]
İngilizce: Procedural, bends the vein of the earth
Alet işler, el övünür! atasözü ile eş anlamlı. İngilizce: It’s the material that makes the master talk!
Birçok kimsenin uğraşıp yapamadığı bir işi, uzman, küçük bir dokunuşuyla yapıverir. Onun için uzmanın en küçük emeği (bir çekiç vuruşu) […]
İngilizce: It gilds the urba, gquets the belly
Bir iş yapılırken ölçüyü aşan harcama, o işle ilgisi olmayan bir yakınımıza yarar sağlamışsa üzüntü yaratmaz. İngilizce: There’s no harm […]
Problemli bir hayat içerisinde, zorluklar yaşayan kişi, bir gün zengin olacağını, zorlu hayattan kurtulacağını umut ederek kendini temenni eder. Bu […]
Yoksul kişi, yakında bolluğa, rahata kavuşma umudu içinde yaşar. İngilizce: Hope is the bread of the wicked.
Elinden bir iş gelmez sandığımız kişi, kendisinden umulmayan önemli işler yapabilir. Küçük ve önemsiz görülen kişi ya da nesneler, çoğu […]