Püf demeye dudak ister.
Bir şeyi yapmak için kuşkusuz bilgi, beceri ve araç oldukça önemlidir. Ancak bunlardan da önemlisi o işi yapma isteği, gücü […]
Bir şeyi yapmak için kuşkusuz bilgi, beceri ve araç oldukça önemlidir. Ancak bunlardan da önemlisi o işi yapma isteği, gücü […]
İngilizce: Flea is found in dogs, bits are found in stalwarts.
İngilizce: Flea is found in it, bits in valiant.
Yararlı bir şeyi elde etmek isteyen insan sonuna kadar uğraşıp didinmeli, direnmeli ve mücadele etmekten kaçınmamalıdır. İnsan çıkarını gözetmelidir. Kendisine […]
İnsan çıkarını gözetmelidir. Kendisine yararlı şeyi elde etme çabasını göstermeyen kişiden ne hayır beklenir? Bir görev yapması için elde bulundurulmakta […]
Bir şeyden yararlanmak isteyen kişi, bunun için gereken aracı eli altında bulundurmalıdır. Bir şey yapmak, bir şeyden yararlanmak isteyen kişi, […]
Bir şey yapmak, bir şeyden yararlanmak isteyen kişi, bunun için gereken aracı eli altında bulundurmalıdır. Bir şeyden yararlanmak isteyen kişi, […]
Yemek pişirmek sıkıntısına katlanmak istemeyenler için peynir ekmek, pişirilip kotarılmış yemektir. İngilizce: Cheese bread, ready-to-eat.
Bir işin sonunun nasıl olacağı şimdiki gidişinden belli olur. Bir iş, durum ya da olayın nasıl sonuçlanıp sonuçlanmayacağı şimdiki gidişinden […]
Yiyeceğin şeyin temiz bir kapta bulunanını alman gerektiği gibi eşin olacak kadının da temiz ve soylu bir aileden olmasına dikkat […]
Çanakta balın olsun, Yemen’den (Bağdat’tan) arı gelir. İngilizce: You’ve got goods like molasses, flies come from Antioch.
Çok uysal olursan ezilirsin. Hep dik başlı olursan yalnız kalır, herkesi karşında bulursun. Hüner, gerektiğinde uysal, gerektiğinde sert olmayı bilmektir. […]
Bir kimse, maddi alanda olsun, manevi alanda olsun, yeteneğinin ölçüsünü bilmeli, sınırı aşan davranışlarda bulunmamalıdır. İngilizce: In the market, everyone […]
Satılacak mala ilkin kaç paraya istekli çıkmışsa en yüksek fiyat odur. Satıcı buna razı olmazsa daha sonra hiçbir istekli bu […]