İtin duası kabul olunsaydı gökten kemik yağardı.
Eğer art niyetli, aşağılık kişilerin istedikleri yerine gelseydi, onlar mutlu olurken dünya kötülüklerle dolar; iyilere de barınacak yer bulunamazdı. Şükür […]
Eğer art niyetli, aşağılık kişilerin istedikleri yerine gelseydi, onlar mutlu olurken dünya kötülüklerle dolar; iyilere de barınacak yer bulunamazdı. Şükür […]
Aptal kişi, eline geçmesi olanağı bulunmayan bir nimeti bekler. İngilizce: The dog hopes to share the baklava.
Saldırgan birisiyle karşılaşacak olan kimse, kavgaya hazır olmalıdır. İngilizce: Put the wand next to you.
Saldırgan birisiyle karşılaşacak olan kimse, kavgaya hazır olmalıdır. İngilizce: Push it, take the stone in your hand.
Saldırgan birisiyle karşılaşacak olan kimse, kavgaya hazır olmalıdır. İngilizce: Prepare the boy in the moment.
Berbat bir işin sıkıntısını, onu yapana çektirirler. Bu işin temizlenmesini, düzeltilmesini ona yüklerler. İngilizce: They’ll drive him to the mutt.
Bir kimsenin buyruğu altındaki kişiyi incitecek eylem, dolaylı olarak o kimseyi de incitir. Bu nedenle bir kimse adına iş gören […]
Bir kimsenin buyruğu altındaki kişiyi incitecek eylem, dolaylı olarak o kimseyi de incitir. Bu nedenle bir kimse adına iş gören […]
Kişi, yapacağı işte huysuz biriyle çatışacaksa işini o kişiyle karşılaşmayacağı yoldan (bu yol güçlüklerle dolu olsa bile) yürütmelidir. İngilizce: It’s […]
Vefalı kişi, iyilik gördüğü kimseyi ya da kurumu savunur. İngilizce: Push just waits for the door where he eats.
Gerçekleşmesi doğal olan işlere, durumlara karşı çıkılsa da engellenemez. Bu bakımdan kötü niyetli kimselerin sözlerine ve davranışlarına aldırış etmeden, doğru […]
İngilizce: If it’s embarrassed, it wears frost.
Aşağılık kimse bir konu üzerinde sesini yükseltince aynı amacı güdenler o ses etrafında toplanır, kendisiyle birleşirler. İngilizce: It’ll be howl, […]
Ekmek parası kazanmak için it sürümek gibi bir iş tutmak bile ayıp değildir. İngilizce: It’s a bunch of maple wins.